Takımın, Bakasetas ve Trezegeut olmadan gol yollarında ne yapabileceğini merak ediyordum. Ankaragücü maçı sayesinde merakımı giderdim. Sahaya sürülen 11 ile pek bir şey yapamıyormuş.
Dünkü rakibimiz maça iyi hazırlanmış. Oyuncular ikili mücadelelerde güçlüydü. Yusuf Yazıcı'nın yakaladığı bir kontratak pozisyonu dışında heyecan veren, gol olmayınca, böyle de vurulur mu diyebileceğimiz tek bir an hatırlamıyorum. Pozisyon olmadan golün olabilmesi ise mucizeye kalıyor.
Geçen seneye göre kadroda yaşanılan değişiklikler, böylesi rakiplerle dolu bir ligde kafaya oynamaya olanak tanımıyor. Trabzonspor'u senelerdir tutan ve takım hakkında düzenli yazmaya yeni başlayan birisi olarak bu yılı kupalar yılı olarak görmek gerektiğini düşünüyorum. Lig maçlarına önümüzdeki sezonların Trabzonspor'unu oluşturacak, Trabzon'un kendi yetiştirdiği gençlerin ağırlıkta olduğu bir 11 ile çıkılmasını öneriyorum.
Belki bu sene ligde şampiyon olamayacağız ancak eğer gençleri kazanırsak, Trabzonspor'un geleceğini de kazanmış olacağız.
Geçen sene şampiyon kadroyu oynatan Abdullah Avcı'ya yüklenmek doğru değil. Sonuçta taktiği veren, antremanları yaptıran ve 11'i seçen Hoca, ama sahada oynayan ve mücadelelerde gereğini yapmayan futbolcular.
Son olarak yazılarımda futbolculara tek tek değinmeyi pek tercih etmiyorum ama Maximilliano Gomez'i yazmadan duramadım. Kariyerli bir futbolcu Maxi Gomez. Trabzonspor'a gelirken Cornellius ile iyi bir ikili olabileceği düşünüldü belki. Şampiyonlar liginde oynayıp kariyer hedeflerine ulaşabileceğini hesabetti. Ancak işler ne onun ne takımın düşündüğü gibi ilerlemedi. Dünya kupası sırasında Uruguay Milli Takımı'nda kendisini gösterebilirse, turnuva sonrası iyi bir paraya İspanya'ya geri dönebilir. Bu hâliyle takımda kalması sorun yaratıyor. Sakat olmadığı sürece 11'in dışında tutulabilecek bir isim değil ama 11'deyken beklenileni vermekten çok uzak.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.