Geçen günlerde futbol yazıları başlasın diyerek duyurusunu yaptığım yeni etiketin ikinci yazısıyla karşınızdayım.
Baştan söyleyeyim, futbol ile ilgili bilgim, bu yazıyı okuyanların büyük çoğunluğundan azdır. Bu yüzden yazıyı okumak için vaktinizi harcayıp, sonra bana kızmayın. Belki ilerleyen haftalardaki yazılardan başlayabilirsiniz okumaya.
Bu hafta Beşiktaş Trabzonspor maçı ile ilgili yazacağım. Çünkü 90 dakikasını ve ardından bir kaç kez geniş özetini izlediğim tek maç o.
Öncelikle her iki takıma da teessüflerimi sunayım. Ülkemizde şampiyonluklar yaşamış iki köklü kulübünün karşılaşmasının daha seyir zevki yüksek bir 90 dakika sunmasını beklerdim. Gelelim maça, Beşiktaş'ın kendi seyirci ve saha avantajını kullanarak maça hızlı başladı. Trabzonspor ise gerek Monako maçının yorgunluğu gerekse deplasmanda oynamanın getirdiği koşulları kabullenmiş bir görüntü veriyordu. Bir korner organizasyonu ile Beşiktaş'ın neredeyse tüm oyuncuları ceza sahaları içindeyken bomboş kafa vuruşu sonucu Trabzonspor öne geçti. Yan toplarda savunmanın yerleşimi konusunda, sanırım tüm takımlarımızın bir zaafı var. Kale ön direğinde bir savunmacı dikilmesinden tüm oyuncuların ceza sahasına doldurulmasına kadar bir takım gariplikleri neredeyse her maçta görüyoruz. Oysa, futboldan pek de anlamayan bendeniz bile bu işte bir yanlışlık olduğunu farkediyor. 16. dakikada kazanılan yeni kornerde kalecinin kucağı yerine köşe hedeflense 2-0'ı yakalamak işten bile değildi.
Beşiktaş baskılı oynuyor gözükse de pozisyona girmekte zorlandı. Gole kadar tek net pozisyon 23. dakikada geldi. Pozisyonun başında Uğurcan, ardından ise boş kale yerine dağlara topu gönderen Dele Alli başarılıydı. Elbette olaya bir Trabzonsporlu olarak bakınca Dele Alli'yi başarılı gördüm. İlk gol, deyim yerindeyse, göstere göstere geldi. Trabzonspor, savunmadaki hatalı yerleşiminin cezasını 1-0'ı koruyamayarak ödedi. 33. dakikada savunmanın hatasını iyi değerlendiren Trabzon bir kez daha önce geçti.
İkinci yarının başlarında 58. dakikada, gene Beşiktaş savunmasının hatası sonucu kazanılan topu iyi değerlendirse, Trabzonspor belki de maçı kopartacak skora ulaşacaktı. Ancak kötü son vuruş buna engel oldu. 69. dakikada Beşiktaş'ın beraberlik golü geldi. Ben teknik direktör olsam, bu golü savunma oyuncularıma defalarca izletirdim. Beşiktaş'ın orta yaptığı anda ceza sahasında 3 hücum, 6 savunma oyuncusu var. Organize atak yapan ve yenik durumdaki Beşiktaş'ın neden ceza sahasında 3 futbolcusu var sorusunu bir kenara koyup olaya Trabzonspor açısından bakarsam, topa kafa vurma olasılığı bulunan iki kişiyi 6 kişi ile savunamamanın mantıklı bir açıklamasını yapmak zor.
Son olarak, yorgunluk ve deplasman koşulları altında Beşiktaş gibi zorlu bir rakipten bir puan ile dönmek elbette başarı. Ancak, ilk 45'i bir farkla da olsa önde bitirdikten sonra ikinci yarıya top hakimiyeti yüksek bir kaç oyuncu değişikliği ile başlayıp galibiyeti koruma şansı yok muydu diye sormadan edemedim.
Umarım bu ilk yazımda beklentilerinizi karşılayabilmişimdir.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.