Bu yazıda 2015'ten bu güne giderek güçlenen bir eğilime dikkat çekmeye çalışacağım. Uzun yazıyı okumayacaklar için bir cümle ile özeti: "Yayıncılık dünyasında IT şirketlerinin etkisi giderek artıyor."
Üniversiteyi 1995 yılında bitirdim. Mezun olduğum okul, üniversite giriş sınavlarında derece yapanların ilk tercihlerine yazdıkları Orta Doğu Teknik Üniversitesi. Ben üniversiteye başladığımda internet bağlantısı yoktu. Hatta ilk bağlantı 1993 yılında yapıldı. Bilgisayarların hızları sınırlı, video sıkıştırma algoritmalarının başarısı yetersizdi.
Bu senelerde ve öncesinde üniversite eğitimi tamamlayanlar IT'ye mesafeli duruyor. Her ne kadar kendilerini geliştirmek için çabalasalar da doğduğu günden itibaren IT ürünleriyle içiçe olmuş genç kuşak kadar yeni teknolojiye halim değiller / değiliz.
Yayıncılık dünyası, özellikle televizyon yayıncılığı, yüksek kalitede videolarla çalışan bir sektör. Yüksek kalite videoları işleyebilmek için özel üretim donanımlar gerekiyor(du). Bu özel üretim donanımlar konusunda çok iyi olan, adını bir çoklarınızın ezbere bildiği bir kaç Japon şirket var. Temelde bu şirketlerin ürünleriyle donatılmış cihaz odalarının işletmesinde senelerce tecrübeli mühendisler, bu birikimlerini tehlikeye atacak gelişmelere çok mesafeliler.
Çin şirketlerinin rakiplerinin yarı fiyatına piyasaya sürdüğü yayın ekipmanları yayıncılık dünyasında hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının kanıtı gibiydi. Adını bu dünyada iş yapan herkesin bileceği Siyah Sihir (Black Magic) kelimenin gerçek anlamıyla bir sihir oluşturdu. Video üretim ekipmanları piyasasını sarssa bile stüdyo akışında SDI (Serial Digital Interface) hâlâ güçlü yapısını koruyordu.
Ancak, cin bir kez şişeden çıkmıştı. IT firmaları, gerek kendi sektörlerinde azalan kâr marjlarından gerekse yayın dünyasından gelen taleplerden SDI - IP dönüşümünde yer almaya başladı. Bugün hâlâ fazla karmaşık bulunan ve muhtemelen ilerleyen senelerde değiştirilecek standartlar yüzünden beklenildiği kadar hızlı ilerlemese de SDI stüdyolar yavaş yavaş yerini IP tabanlı cihazlara bırakıyor.
İnternetle, iş yerlerinde tanışan ve bilgisayar dünyasının kıyısında eğitim hayatını tamamlayan benim kuşağım ise çalışma hayatının son demlerinde karşılaştı bu dönüşümle. SDI - IP dönüşümünde en büyük sorun insan kaynağında yaşanılacak. Bugün artık emekli olmuş büyüklerimizin yetiştirdiği bizler de klasik yayıncı bakışından kolay kolay vazgeçemiyoruz. Kodeklerin gücü, işlemcilerin hızı ne olursa olsun baseband'in tadını vermiyor bizce hâlâ. Oysa işe yeni başlayan ve meslekteki tecrübem kadar yaşı olmayan genç meslektaşlarım, IT dünyasına hâkim. Bizlerin yapmaya çalıştığı ve yapması gereken geleceğimiz olan bu gençlerimizin önünü açmak.
Bu kadar uzun yazdın, ama IBC'den bahsetmedin diyorsanız haklısınız. IBC 2022 işte yukarıda bahsettiğim dönüşümün elle tutulur hale geldiği etkinlikti bana sorarsanız. Tüm bir hall'ü kaplayan dev standlarıyla "klasik dünyanın Japon devleri" bir yanda diğer yanda ise ZTE'den Alibaba Cloud'a Google'dan VizRT'ye, Zero Density'ye, Supermicro'ya yeni dünyanın yayın şirketleri...
Sanırım artık kabullenmemiz gerekiyor. Yayıncılık dünyası kendine özel elektroniklerle, kendine özel donanımlarla yürüyen "başka bir dünya" değil. Bundan bir kaç sene sonra, güçlü, ancak piyasada farklı amaçlar için de kullanılabilen donanımlar üzerinde çalışan yazılımların konuşulduğu bir yayıncılık göreceğiz.
Kimbilir belki 10 sene sonra, bugünün, ki bence aslında dünün, yayıncılık dünyasının dünya devlerinin kapandığı/dönüştüğü haberlerini okuduğumda bu yazımı paylaşıp derim, 10 sene önce demiştim diye :)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.