Orhan Pamuk'un 537 sayfalık son romanı Veba Geceleri'ni, Yapı Kredi Yayınları'ndan Mart 2021 tarihli, 300.000 adetlik, ilk baskısından okudum. Küresel salgının etkilerinin devam ettiği, kısmi ve tam kapanmalar arasında gidip gelen bugünlerdeki hayatımız ile romanın konusunun denk düşmesi aslında bir tesadüfmüş. Orhan Pamuk bu romanını yazmaya beş yıl önce başlamış.
Akdeniz'de farklı dinlerden ve etnik kökenden oluşan halkın yaşadığı Minger adlı küçük bir Osmanlı adasında geçiyor olaylar. 1901 yılında adada yayılan veba salgını, salgın ile mücadele sırasında yaşananlar, halkın salgın tedbirlerine tepkisi, Osmanlı ve diğer devletlerin yaşananlara karşı geliştirdikleri politikalar...
Göndermelerle dolu bir roman Veba Geceleri. Kurgusal karakterlerin tarihi kişilere benzerlikleri dikkat çekici. Özellikle Kolağası Kamil'in sözleri, Minger'i bağımsızlığını ilan ettikten sonra dil ve tarih üzerine yoğunlaşması. Romanı okumayanları da düşünerek fazla ayrıntı vermeyeyim ancak 26 Ağustos 30 Ağustos tarihlerinin Minger için de önemli olduğunu yazmakla yetineyim.
Sonuçta imparatorluktan ulus devlet inşaası tarih derslerinde anlatıldığı kadar sancısız olmuyor. Veba Geceleri, bu süreçte yaşanılanlara edebi bir sorgulama getiriyor. Göndermelerin dışında Pamuk'un, Osmanlı'nın son dönemlerinde yaşanılanlara dair doğrudan eleştirileri de romanda yer buluyor.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.