Remzi Kitabevi'nin Ağustos 1968 tarihli ikinci baskısından okudum bu klasik romanı. Dilimize Ferhunde ve Orhan Şaik Gökyay çevirmiş. Günümüzde yapılan çeviriler daha özenli oluyor. Bu baskıda, romanda Fransızca olarak geçen kimi bölümlerin çevirisi yapılmamış. Oysa dip not şeklinde bu ifadelerin Türkçesi verilmeliydi. Dizgiye dair de sorunlar var. Sanırım yeni tarihli baskılarda bu sorunlar giderilmiştir. Alt metinlerle, göndermelerle dolu bir roman Dorian Gray'in Portresi. Bunları bilmeden, fark etmeden de okunabilir elbette. Yayınlandığı dönem tartışmalara sebep olmuş, kimi bölümleri sansürlenmiş. Yakın tarihli baskıları, "sansürsüz" ibaresiyle okuyucuya sunulmuş.
Nick Hornby'den okuduğum ilk roman Düşerken'di. 262 sayfalık Ölümüne Sadakat'i dilimize Defne Orhun çevirmiş. Sel Yayıncılık'tan çıkan Nisan 2005 tarihli ilk baskısını okudum.
Rock müziğe ilginiz varsa, plak koleksiyonu yapıyorsanız eminim ki Ölümüne Sadakat'i okurken çok keyif alırsınız. Benim koleksiyonu bırakın bir tane bile plağım yok, iyi bir rock dinleyicisi de sayılmam. Buna karşın gene de romanı sevdim.
35 yaşında ve sevgilisi tarafından terk edilen Rob'un ilişkilerinin neden uzun süreli olmadığını sorgulaması ile başlıyor roman. Bu sorgulama kadın ve erkeğin hayatı algılayış farklılıklarını da ortaya koyan bir anlatıya dönüşüyor.
Düşerken gibi Ölümüne Sadakat de sinemaya uyarlanmış. High Fidelity adlı filme dair ayrıntılara buradan ulaşabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.