Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
PAN üçlemesinin ikinci romanı. Sandra Regnier'in gizem ve efsaneler ile bezenmiş PAN serisini Serap Gülerçin Karluk çevirmiş dilimize. Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan Şubat 2020 tarihli ilk baskısını okudum. 414 sayfalık roman, üçlemenin ilk kitabının bıraktığı yerden devam ediyor. Kahramanlarımız Felicity Morgan ve Leander FitzMor gene Londra'da lisenin son sınıf öğrencileri. Ancak bu ikinci romanda artık bir takım gizler ortaya çıkıyor. Zaman içerisinde yolculuklarla bir takım tarihi olaylara ve mekânlara tanıklık ediyoruz. Roman bu yolla okuyucuda, anlatılan tarihi olayları araştırma isteği de uyandırıyor.
Gençlerin ilgisini çekeceğini düşündüğüm PAN üçlemesinde en sevdiğim roman Karanlık Kehanet oldu. Kitapçılarda üç roman yanyana konularak sergileniyor.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.