Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Sandra Regnier'in kaleminden çıkan efsaneler ve fantastik öğeler içeren PAN üçlemesinin ilk romanı olan PAN'ın Gizli Vasiyeti, aynı zamanda üçlemenin içinde gerçeküstü öğeleri en az barındıranı. Dilimize Serap Gülerçin Karluk tarafından çevrilmiş. Yapı Kredi Yayınları'ndan Ağustos 2019 tarihli ilk baskısını okudum.
426 sayfalık roman lisenin son sınıfındaki bir grup öğrencinin okuldaki hayatını anlatarak başlıyor. Gizemin ipuçları verilse bile odaklanılan gençlerin günlük çekişmeleri. Kahramanlarımız 18 yaşında ve karşı cinse kendini beğendirmek, ilgi görmek son derece önemli. Roman mekânı, çoğunlukla Londra. Zaman ise gene çoğunlukla günümüz.
Fantaziler, efsaneler, gizem ilginizi çekiyorsa serinin diğer kitaplarını daha fazla seveceksiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.