Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Çocuklar büyüdükçe okudukları kitaplar değişiyor. Klasiklerin çocuklar için kısaltılmış sürümleri, polisiyeler, gizem dolu seriler… Linwood Barclay'in Takip adlı romanı hem bilim kurgu hem polisiye olarak sınıflandırılabilir sanırım. Gerçi teknolojinin ve insan hırsının geldiği noktayı düşününce romanda anlatılanların gerçek olabileceği endişelendiriyor. Yazı için seçtiğim fotograftaki kediciğin adı Çilek. Takip adlı romanda içerisine elektronik sistemler yerleştirilmiş bir köpeğin macerası anlatılıyor. Nihal Tokinan Gökçe'nin çevirisini yaptığı 231 sayfalık roman Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan Mayıs 2019'da çıkmış. Eserin İngilizce ilk baskısı ise 2017. Bu sürükleyici romanı okumamı öneren sevgili kızıma teşekkür ediyorum. Unutmadan ekleyeyim Takip'i Kaçış adlı roman izliyor. Gene İş Bankası Kültür Yayınları'ndan...