Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Evde uzunca bir süredir okunmayı bekleyen kitaplardan birisiydi Köşe Bucak İstanbul. Osman Cemal Kaygılı'nın 1931 yılında Yeni Gün gazetesinde yayınlanan İstanbul'un Köşe Bucağı başlıklı yazı dizisinden oluşturulan eseri yayına hazırlayan Tahsin Yıldırım. Benim okuduğum Selis Kitapları'ndan çıkan, 333 sayfalık, Nisan 2004 tarihli ikinci basımıydı. Selis'ten ilk baskısı Eylül 2003'te yapılmış. Kitap sitelerine arattığımda, 2019'da Can Yayınları'nca da basıldığını gördüm.
1931 yılının İstanbul'u nasıldı diye merak ediyorsanız eşsiz bir kaynak Kaygılı'nın eseri. Gazete yazısı için hazırlanan metinler, kolay okunuyor. Kaygılı, şehrin farklı semtlerini, daha doğrusu semtleriyle birlikte köylerini dolaşmış ve tanıtmış. Bugün Mecidiyeköy semtinin o günlerde Mecidiye adlı bir köy olduğunu ve Kaygılı'ya göre geleceğinin pek parlak olduğunu; Okmeydanı'nda karargâh kurup alayla kuş tutan çocukları, farklı dinde ve farklı etnik kökenli insanların farklı dillerde konuşsa da birlikte gülüp eğlendikleri bir İstanbul'u öğrenmek için de Kaygılı'nın eseri bir hazine. Farklı dillerde konuşsalar derken hem gerçekten farklı dilleri hem de farklı şiveleri kastediyorum. Kaygılı'nın kalemi, her iki durumu da başarı ile aktarıyor.
sayfa 110 |
Kitabın biçimi de çok güzel hazırlanmış. Yazı renklerinden sayfa numaralarının olduğu yerdeki Kız Kulesi figürüne, gazetede yer alan fotograflardan ve karikatürlerden yapılan alıntılara kadar okunmasını daha keyifli hale getiren bir çok unsur var. Yazı dizisi, soyadı kanunu çıkmadan önce hazırlandığı için semtlerin ünlü simaları isimlerinin önünde - arkasında ya memleketleri ya da yaptıkları işlerle birlikte anılmış.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.