2020, eserlerini ilk kez okuduğum yazarlar senesi olacak bu gidişle. İtalyanca aslından Münir H. Göle'nin çevirdiği 90 sayfalık kitabı, Can yayınlarından çıkan baskısından okudum.
Çeviri eserleri okurken hep düşünürüm, acaba asıl dilinde nasıl geçiyordu bu cümle diye. Her çeviri, eserin yeniden yazımı bir yerde. Özellikle edebi eserlerin çevirilerinde, yazarın tarzını korumak önemli. Tabucchi'yi asıl dilinde okuma şansım yok. Ufuk Çizgisi'ni başka bir çevirmenin kaleminden okumam da olanaklı değil. Bu yüzden eleştirilerim ne kadar yerinde emin olamıyorum.
Göle'nin çevirisinde cümlelerin zamanları, okuyanı rahatsız edecek şekilde değişiyor. Yukarıdaki paragrafta da belirttiğim gibi, bu tercih yazarın mı yoksa çevirmenin mi bilmemin yolu yok. Libeccio, farinataia gibi kelimeleri italik ile yazıp, orijinal dilde bırakılmak yerine bir çevirmen notu eklenseydi daha iyi olurdu.
Ufuk Çizgisi'ni okurken bir Fransız filmi izliyor hissine kapıldım. Fransız filmlerini sevenlerdenseniz Ufuk Çizgisi'ni de severek okuyacaksınız. Hız ve olayların bir yere bağlanması tutkunuysanız, kitabın temposu sizi kesmeyecek.
Son olarak, kitabın arka kapak yazısını okumamanızı öneririm. Arka kapak yazısı beklentinizi yükseltebilir.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.