Havaların gidişinden anlamak pek mümkün olmasa da Aralık ayının sonuna yaklaşıyoruz. Mağazalarda ve caddelerde ışıklı, geyikli süslemeler yeni bir senenin geldiğini hatırlatıyor. Herkesin yeni yıldan bekledikleri farklı elbette. Ben huzur ve sağlık diliyorum, tüm insanlık için. 2025 yılı içinde her hafta en az bir blog yazısı eklemeyi kendime hedef olarak koydum. Bu yazıların belirli bir konusu olmayacak. Doğaçlama, aklıma gelenler, aklıma takılanlar. Video izlemektense okumayı tercih edenlerdenseniz, beklerim bloguma. Yazıları, çeşitli tarihlerde farklı mekânlarda çektiğim fotograflar süsleyecek. Bir de sürpriz bekliyor, 2025 yılında okurlarımı. Umarım beğenirsiniz...
İnternet siteleri aracılığı ile satın alma sayesinde sahip olduğum ve okuduğum kitaplardan birisi Öğle Yemeğinde Matematik. Kitapçıların raflarının sınırlılığı, çok satanların ya da çok satması istenilenlerin bu sınırlı rafların büyük bölümünü doldurması yüzünden aslında ilginizi çekebilecek bir çok eseri hiç göremiyoruz. Farklı bir çok kitapçının bulunduğu ülkenin başkentinde bile durum bu ne yazık ki. İnternet üzerinden kitap satışı ve uygulanan fiyat politikaları ile ilgili ayrı bir blog yazısı planlıyorum. Mevcut durum, kitapçılar (perakende satış noktaları) için pek sürdürülebilir değil.
Bu uzun, uzun olduğu kadar gerekli girişin ardından gelelim kitabımıza. Künye bilgileri ile başlayayım: Doruk Yayınları tarafından Güliz Akyüz Yıldırım çevirisi ile 2019 yılında yayınlanmış. 165 sayfalık eserin içeriğine dair notlarımı paylaşmadan aynı yazarın Doruk Yayınları'ndan çıkan Kahve Molasında Matematik adlı bir çalışması olduğunu belirteyim.
Bu uzun, uzun olduğu kadar gerekli girişin ardından gelelim kitabımıza. Künye bilgileri ile başlayayım: Doruk Yayınları tarafından Güliz Akyüz Yıldırım çevirisi ile 2019 yılında yayınlanmış. 165 sayfalık eserin içeriğine dair notlarımı paylaşmadan aynı yazarın Doruk Yayınları'ndan çıkan Kahve Molasında Matematik adlı bir çalışması olduğunu belirteyim.
Matematik, bir çok kişinin okuldan soğumasına yol açan bir bilim. 1991 senesinde elektrik-elektronik mühendisliği bölümünde eğitimime başladığımda, üniversitedeki bir telefon kulübesine 151 - 152 zulmü bitsin diye yazıldığını görmüş ve epey şaşırmıştım. 151 ve 152 ODTÜ'de mühendislik fakültesi öğrencilerinin, ve belki başka bölümlerin öğrencilerinin de, alması zorunlu derslerdi. Şaşırmamın sebebi ise bu dersler öyle zor dersler değildi, en azından ben öyle düşünüyordum. Aradan geçen senelerde edindiğim deneyimler doğrultusunda, matematik öğrenme konusunda herkesin aynı beceride olmadığını gözlemledim. Kitap, okullarda öğretilen matematik ile arası hoş olmayanlara da matematiğin büyülü dünyasını gösterebilmek adına kaleme alınmış.
Yayıncı yazarın kısa özgeçmişini eserin başına koymamış. Yazarın kişisel web sayfasının adresi şöyle: https://xmau.com/ Adından da tahmin edebileceğiniz gibi kendisi İtalyan. Matematik ve bilgisayar bilimleri eğitimi almış ve senelerce İtalya'nın telekom şirketinde çalışmış.
Kitap bir menü şeklinde tasarlanmış. Mezeler, paradokslar ile başlıyor. Ara sıcak olarak Gerçek Dünyada Matematik bölümünü ana yemekler, Temel Matematik izliyor. Son bölüm Tatlılar, Meraklısına başlığını taşıyor. Sindirim olarak adlandırılan eserin son sayfaları ise teşekkürler ve daha ayrıntılı şeyler okumak isteyenler için önerilerden oluşuyor.
Bana kalırsa oldukça zor bir işin altından başarı ile çıkmış yazarımız. İşin zorluğu anlatılan başlıkların her birisini anlayabilmek için gerekli olan asgari bilgiye sahip olmayan kimselere bu konular ile ilgili bir şeyler verebilmek. Sonuçta kitabı okumak için bir "prerequest"/"önkoşul" ders yok. Belirtmeden geçemeyeceğim, üniversite eğitimi boyunca bir çok matematik dersi almış birisi olmama karşın benim de bilmediğim hatta kimisini ilk kez duyduğum başlıklar bulunuyor kitapta. Bu eksiklik, kitabı büyük bir ilgi ve keyifle okumamı engellemedi.
Codogno'nun sırrı, anlattığı teoremlerin gerçek hayatta karşılaştığımız problemlerle ilişkisini kurmak. Yazarın önerisi doğrultusunda, bölümleri sırayla değil, ilginizi çekenlere öncelik vererek okuduğunuzda aldığınız keyif artıyor. Özellikle, sanki bir öğlen yemeğindeymiş gibi meze, ara sıcak, ana yemek ve tatlıdan bir öğün seçip arka arkaya okuduğunda, deyim yerindeyse tadından yenmiyor.
Yukarıdaki paragrafta anlatmaya çalıştığım üzere, roman ya da inceleme kitabı gibi ara vermeden okumanız gereken bir eserden ziyade uzun döneme yayarak, her gün öğün öğün okumanızı salık vereceğim bir eser. Özellikle "bu matematik ne işimize yarayacak ki gerçek hayatta" diye sorular soran çocuklarınıza "dondurmacıya para öderken kaç lira vereceğini hesaplayamazsın"dan daha doyurucu yanıtlar vermek istiyorsanız...
Yayıncı yazarın kısa özgeçmişini eserin başına koymamış. Yazarın kişisel web sayfasının adresi şöyle: https://xmau.com/ Adından da tahmin edebileceğiniz gibi kendisi İtalyan. Matematik ve bilgisayar bilimleri eğitimi almış ve senelerce İtalya'nın telekom şirketinde çalışmış.
Kitap bir menü şeklinde tasarlanmış. Mezeler, paradokslar ile başlıyor. Ara sıcak olarak Gerçek Dünyada Matematik bölümünü ana yemekler, Temel Matematik izliyor. Son bölüm Tatlılar, Meraklısına başlığını taşıyor. Sindirim olarak adlandırılan eserin son sayfaları ise teşekkürler ve daha ayrıntılı şeyler okumak isteyenler için önerilerden oluşuyor.
Bana kalırsa oldukça zor bir işin altından başarı ile çıkmış yazarımız. İşin zorluğu anlatılan başlıkların her birisini anlayabilmek için gerekli olan asgari bilgiye sahip olmayan kimselere bu konular ile ilgili bir şeyler verebilmek. Sonuçta kitabı okumak için bir "prerequest"/"önkoşul" ders yok. Belirtmeden geçemeyeceğim, üniversite eğitimi boyunca bir çok matematik dersi almış birisi olmama karşın benim de bilmediğim hatta kimisini ilk kez duyduğum başlıklar bulunuyor kitapta. Bu eksiklik, kitabı büyük bir ilgi ve keyifle okumamı engellemedi.
Codogno'nun sırrı, anlattığı teoremlerin gerçek hayatta karşılaştığımız problemlerle ilişkisini kurmak. Yazarın önerisi doğrultusunda, bölümleri sırayla değil, ilginizi çekenlere öncelik vererek okuduğunuzda aldığınız keyif artıyor. Özellikle, sanki bir öğlen yemeğindeymiş gibi meze, ara sıcak, ana yemek ve tatlıdan bir öğün seçip arka arkaya okuduğunda, deyim yerindeyse tadından yenmiyor.
Yukarıdaki paragrafta anlatmaya çalıştığım üzere, roman ya da inceleme kitabı gibi ara vermeden okumanız gereken bir eserden ziyade uzun döneme yayarak, her gün öğün öğün okumanızı salık vereceğim bir eser. Özellikle "bu matematik ne işimize yarayacak ki gerçek hayatta" diye sorular soran çocuklarınıza "dondurmacıya para öderken kaç lira vereceğini hesaplayamazsın"dan daha doyurucu yanıtlar vermek istiyorsanız...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.