Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Çağrısız Hayalim, Kaan Arslanoğlu'nun en beğendiğim romanı. Haziran 2006 tarihinde İthaki yayınlarından çıkan ilk baskısını yeniden okudum. 180 sayfalık roman Lermontov'un dizeleri ile başlıyor. 1999 yılında İntihar - Zamanımızın Bir Kahramanı adlı romanıyla, Lermontov'un tek romanına gönderme yapan Arslanoğlu'nun Çağrısız Hayalim'in bölüm aralarında Lermontov şiirlerine yer vermesi şaşırtıcı değil elbette.
Romanın konusunu merak edenler için tek cümle yazıp, romanın bende bıraktıklarına dair notlarımı paylaşacağım: Roman, ülkemiz tarihinin bir döneminin insanlar üzerinde bıraktığı izler üzerine.
Anlatıcının sürekli değiştiği, bölümler arasında zamanın geçişinin hızlandığı bir kurgusu var Çağrısız Hayalim'in. Bu yüzden dikkatli okumak gerekiyor. Karakter ve sayfa sayısı fazla değil. Ancak ara vermeden okumak gerek gene de. Zaten ilk bir kaç bölüm sonrası elden bırakmak pek olası değil.
2006 senesinde yayınlanan romanda, Arslanoğlu'nun yakın zamanda çıkan Eleştirel Açıdan Güneş Dil Teorisi kitabının izlerini görmek ilginç oldu. 98 ve 99. sayfalarda, romanda önemli bir yeri olmayan Fuat'ın kelimelerin İngilizce ile benzerlikleri üzerine yaptığı sohbet, ilerleyen yıllardaki çalışmaların temellerinin eskiye dayandığını gösteriyor.
Benzer bir, ilerleyen yıllarda ortaya konulan eserin temellerini görme durumunu, romanın kahramanlarından Ercan'ın sözlerinde de sezdim: "İnsanın doğası bizim istediklerimize engel" (s.173) Yanılmanın Gerçekliği 1 ve 2 ile Evrimci Açıdan Din Psikoloji Siyaset adlı çalışmalarında akademik referanslarla işlediği konuları, Çağrısız Hayalim'de kahramanına söyletmiş Arslanoğlu.
Neredeyse her hafta yeni bir kitabın yayınlandığı günümüzde, az olan vaktinizi nitelikli eserlere ayırmak isterseniz Çağrısız Hayalim başta olmak üzere, Kaan Arslanoğlu'nun çalışmalarını okuma listenize eklemenizi öneririm.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.