Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Yukarıdaki cümleyi etrafınızda sıkça duyuyorsanız, siz de Ankara'da gel(e)meyen sonbaharı yaşıyorsunuz muhtemelen. Bugün 12 Ekim 2019 ve an itibariyle kısa kollu tişörtüm üzerimde, hiç rahatsızlık duymadan oturuyorum Camekan adlı kafede. Ankara'nın en büyük kahvecisi (1200 metrekare kapalı alanı varmış) Camekan'ı ilerleyen günlerde yazacağıma söz vererek, gelelim yazının başlığına.
Uzun ve muhtemelen gereksiz bir giriş oldu bir kez daha. Neyse, zaten okuyan da yok :) Tamam, başlıyorum...
İklim değişikliği çokça dillendirilen bir "şey". Elektrik-elektronik yüksek mühendisi olarak, iklim değişikliği hakkında akademik bilgiye sahip değilim. Yaşadığım günlere bakıp, gerçekten değişmiş galiba, şeklinde, son derece bilimsel (!) tespitler yapmak dışında elimden gelen yok. Ancak, yakın zamanda okuduğum bir yazı bu "iklim değişiyor sanırım" tespitimin doğru olmayabileceğini düşündürdü.
Okuduğum yazıya aşağıda verdiğim bağlantıdan erişebilirsiniz.
http://www.insanbu.com/Felsefe-Haberleri/788-iklim-degisikligi-tartismalarinda-madalyonun-oteki-yuzu
Yazı, Kerem Cankoçak'a ait. Cankoçak, parçacık fiziği konusunda çalışan bir akademisyen. Kendisine ait bir blogu da olan Kerem Hoca'nın yazısı, iklim konusundaki ezberlerimizi bozacak nitelikte.
İnsanBu.com'un sayesinde öğrendiğim ve ilgi ile takip etmeyi düşündüğüm Kerem Hoca'nın blogunun adresi şöyle:
https://keremcankocak.blogspot.com/
Uzun ve muhtemelen gereksiz bir giriş oldu bir kez daha. Neyse, zaten okuyan da yok :) Tamam, başlıyorum...
İklim değişikliği çokça dillendirilen bir "şey". Elektrik-elektronik yüksek mühendisi olarak, iklim değişikliği hakkında akademik bilgiye sahip değilim. Yaşadığım günlere bakıp, gerçekten değişmiş galiba, şeklinde, son derece bilimsel (!) tespitler yapmak dışında elimden gelen yok. Ancak, yakın zamanda okuduğum bir yazı bu "iklim değişiyor sanırım" tespitimin doğru olmayabileceğini düşündürdü.
Okuduğum yazıya aşağıda verdiğim bağlantıdan erişebilirsiniz.
http://www.insanbu.com/Felsefe-Haberleri/788-iklim-degisikligi-tartismalarinda-madalyonun-oteki-yuzu
Yazı, Kerem Cankoçak'a ait. Cankoçak, parçacık fiziği konusunda çalışan bir akademisyen. Kendisine ait bir blogu da olan Kerem Hoca'nın yazısı, iklim konusundaki ezberlerimizi bozacak nitelikte.
İnsanBu.com'un sayesinde öğrendiğim ve ilgi ile takip etmeyi düşündüğüm Kerem Hoca'nın blogunun adresi şöyle:
https://keremcankocak.blogspot.com/
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.