Yağmur damlaları arabanın silecekleriyle yarış halindeydi. Az önce temizlenen yerler, gökten düşenlerle yeniden ıslanıyor ve görüşü bozmaya devam ediyordu. Binalar ve şehir uzaklaşırken, ne yapıyorum gerçekten diye düşündü. İç sesini sözle tekrarladığını fark ettiğinde, arabada yalnız olduğuna şükretti. İş çıkışı, akşam trafiğinde kendi kendine konuşmak pek garip karşılanmazdı gerçi. Bu aralar akıl sağlığını korumak herkes için zordu. Zor zamanlardan geçiyoruz, dedi kendi kendine. Hangi zamanımız kolay oldu ki diye ekledi. Kendine hak verdiğini fark edip güldü. Hava kararmaya başlayacak birazdan, daha çevre yoluna bile gelemedim. Bu gidişle bugün rekor kıracağım. Neyse ki evde bekleyenim yok. Bekleyeni olmadığına sevinmesi garibine gitti. Çocukluğu ve gençliği boyunca kendisini hep kalabalık bir ailenin babası olarak hayal ettiğini hatırladı. Karısı, kızları ve oğulları ile güle eğlene yaşayıp gideceği kocaman bir ev görürdü ne zaman geleceği düşünse. Oysa hiç evlenmed...
Ekim 2019 |
Dün bıraktığım yerden devam edeyim. Muhtemelen çok az kullanacakları bir çok bilgi ile donanıp, iş bulma yaşına geldiklerinde bu bilgilerin, neredeyse hiç işlerine yaramadığını görecek, 2010 ve sonrası doğanlardan çok umutluyum.
İnsanlığın gelişimine bakınca, işleri daha kolay - daha hızlı - daha az maliyetle üretmek / yapmak amacıyla tonla yöntem / cihaz geliştirildiği görebiliriz. Tüm bu buluşların insanların çalışma süresini azaltıp, özgür zamanını arttırmasını beklersiniz değil mi?
Beklemek iyi bir şey belki, belki kötü. Neyi ve niye beklediğinize göre değişiyor, bu pek de anlamlı olmayan sorunun yanıtı. Lafı dolaştırmayayım daha fazla, tüm bu elektronik devrimler, bilgisayarlaşma, robotlar ve kendi kendine öğrenen sistemler... Bana denizin sonunu göreceğimiz günlerin yaklaştığını söylüyor.
Üretim süreçleri daha az insan emeği ile çevrilebilir hale geldikçe kapital birikim süreci sarsılmaya başladı. Artık üretim maliyeti çok düşse bile bu üretilenlerin müşterisini bulmak gittikçe zorlaşıyor. Üretilen evler boş, arabalar gemilerde... Çünkü bunların alıcısı olması beklenenler o fabrikalardaki işçilerdi ve yerlerini alan robotların bu ürünlere ihtiyacı yok. Elbette krizin aşılması için kredi muslukları sonuna kadar açıldı / açılıyor. Vatandaşlık maaşı gibi karşılıksız transfer ödemeleri gibi modeller deneniyor / denenecek. Ancak, bence sorun bu hamleler ile çözülebilecek gibi görünmüyor.
Zorunluktan dolayı tüketimini sınırlamak durumunda kalan insanlar aslında tüm o reklamı yapılan ürünlere sahip olmadan da yaşayabileceğinin farkına varıyor. Kabul ediyorum ki bu farkına varma yavaş oluyor, zaten hızlı olacağını düşünen de yok. Ancak, oluyor....
2010 sonrası doğanlar, başka bir dünyanın mümkün olduğunu gösterecek, buna inanıyorum... İhtiyacı kadar tüketmeyi doğal sayan, çevreye uyumlu üretim süreçlerini seçen, sanat ile iç içe, kâr hırsını kölelik günleri gibi geride kalmış bir geçmiş zaman hastalığı olarak gören ve bizim kuşağı acıyarak anan bir kuşak yetişiyor....
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.