Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Ankara'ya nefes aldıran mekânların başında geliyor Cer Modern. Sıhhıye'de Ankara Adliye Sarayı ile senelerdir bitirilemeyen senfoni orkestrası konser salonu arasında yer alıyor. Farklı türde sanat etkinliklerine ev sahipliği yapıyor Cer Modern. Geçen hafta açılan ve sene sonuna kadar açık kalacak Göbeklitepe sergisi ile bu sezona merhaba dedi. Dün açılışı yapılan ve bu yazının konusu ise Yeliz Selvi'nin Nötr Korelasyon Hikayeleri(m) adlı sergisi.
Epey zamandır hiç bir sergi beni bu kadar fazla etkilememişti. Eserlerdeki ayrıntılar, içerdiği mesajlar, her bir eser önünde uzun dakikalar geçirmeme neden oldu. Eserlerde beni etkileyen şey ise serginin tanıtım yazısında da vurgulanan ve çalışmaların ruhuna işlemiş konu:
"İnsanın biyolojik, dinsel ve mistik varlığı, tarih ve siyaset bilinci, sanat ile ilgili teşebbüsleri genel anlamda bir neden-sonuç ilişkisi üzerine kuruludur. İki şey birbirine bağlıysa beraber artar beraber azalırlar ya da biri artarken diğeri azalır. Etkenlerden biri diğerinin varlığına neden olur. İki veya daha fazla raslantısal değişken arasındaki doğrusal ilişkinin yönünü ve gücünü gösteren bu korelasyonlar yüzyıllardır kendini anlamlandırmak isteyen insan için rahatlatıcı, erteleyici ve kurtarıcıdır.Öyle ki, böyle bir durumda iki değişken arasında olumlu ya da olumsuz ilişki insan için yaşamsal faaliyetlerini sürdürmede fren işlevi de görür. Bu temkinlilik ise çoğu zaman kısıtlayıcı ve kuşatıcı bir bilginin sonucudur. İki veri arasında hiçbir ilişki bulunmadığı durumlarda ise nötr bir bağlılaşım(korelasyon) ortaya çıkar ki, bu ‘tesadüf’ ya da ‘şans eseri’ diye değerlendirdiğimiz durumlardır.(İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Kopenhag’ta 12 yıl boyunca şehirde yuva yapan leyleklerle şehirdeki bebek sayısının artış ve ardından azalma göstermesi gibi..).Sergideki işler diğer olasılıkları göz ardı etmeden özellikle bu son durum/olasılık üzerine bir düşünme deneyiminden oluşmakta ve şu sorular açığa çıkmaktadır: Çoğu zaman izah edilemeyen bu birliktelikler;üretkenliği ve yaratıcılığı kapsama dışında bırakan,insan bedeni üzerinde tahakküm kuran kimi yaygın mitleri ve inançları oluşturan basit neden-sonuç ilişkilerinin yeniden düşünülmesi için bir alternatif olabilir mi? Ya da yeni bir neden-sonuç ilişkisini mi tahsis ve temin eder?"
Açılışa katılmanın avantajı, eserlerin sahibi ile tanışmak ve çalışmaları üzerine konuşmak olsa gerek. Yeliz Selvi, eserlerindeki sembollerin kendi dünyasındaki karşılıklarından bahsetti ve bu sayede eserler farklı bir boyut kazandı zihnimde.
"İnsanın biyolojik, dinsel ve mistik varlığı, tarih ve siyaset bilinci, sanat ile ilgili teşebbüsleri genel anlamda bir neden-sonuç ilişkisi üzerine kuruludur. İki şey birbirine bağlıysa beraber artar beraber azalırlar ya da biri artarken diğeri azalır. Etkenlerden biri diğerinin varlığına neden olur. İki veya daha fazla raslantısal değişken arasındaki doğrusal ilişkinin yönünü ve gücünü gösteren bu korelasyonlar yüzyıllardır kendini anlamlandırmak isteyen insan için rahatlatıcı, erteleyici ve kurtarıcıdır.Öyle ki, böyle bir durumda iki değişken arasında olumlu ya da olumsuz ilişki insan için yaşamsal faaliyetlerini sürdürmede fren işlevi de görür. Bu temkinlilik ise çoğu zaman kısıtlayıcı ve kuşatıcı bir bilginin sonucudur. İki veri arasında hiçbir ilişki bulunmadığı durumlarda ise nötr bir bağlılaşım(korelasyon) ortaya çıkar ki, bu ‘tesadüf’ ya da ‘şans eseri’ diye değerlendirdiğimiz durumlardır.(İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Kopenhag’ta 12 yıl boyunca şehirde yuva yapan leyleklerle şehirdeki bebek sayısının artış ve ardından azalma göstermesi gibi..).Sergideki işler diğer olasılıkları göz ardı etmeden özellikle bu son durum/olasılık üzerine bir düşünme deneyiminden oluşmakta ve şu sorular açığa çıkmaktadır: Çoğu zaman izah edilemeyen bu birliktelikler;üretkenliği ve yaratıcılığı kapsama dışında bırakan,insan bedeni üzerinde tahakküm kuran kimi yaygın mitleri ve inançları oluşturan basit neden-sonuç ilişkilerinin yeniden düşünülmesi için bir alternatif olabilir mi? Ya da yeni bir neden-sonuç ilişkisini mi tahsis ve temin eder?"
Açılışa katılmanın avantajı, eserlerin sahibi ile tanışmak ve çalışmaları üzerine konuşmak olsa gerek. Yeliz Selvi, eserlerindeki sembollerin kendi dünyasındaki karşılıklarından bahsetti ve bu sayede eserler farklı bir boyut kazandı zihnimde.
Hayat, bu tür anların çoğalmasıyla güzelleşiyor. Sendelesek bile bazı, yürümek var ya, işte o umudu yitirmemek gerekiyor.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.