Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Yemek tarifi veren onlarca youtube kanalı ve blog varken sadeceozgur'de tarif yayınlamak abesle iştigal belki. Gene de ilk kez denediğim ve tadanların da beğendiği bu yemeğin tarifini, siz kıymetli okuyucularım ile paylaşmak istiyorum.
Malzemelerimizi sıralayayım öncelikle:
- Orta yağlı kıyma,
- Soğan,
- Sarmısak,
- Ekmek içi,
- Yumurta,
- Tuz, karabiber, kimyon, yeni bahar
- Patlıcan
- Salça
- Su
Köftemizi hazırlıyoruz. Bu ifade sizin için yeterli gelmediyse üzülmeyin :) Soğanları rendeliyoruz. İncecik kıyarım, rendeden de küçük olur parçalar diyorsanız, bence daha iyi olur. İncecik yapılmış soğanları kıyma, ezilmiş sarmısak ve biraz ıslatılıp suyu sıkılmış ekmek içi ile derince bir kapta karıştırıyoruz. Bu karışıma bir adet yumurta kırıp baharatlarını ilave ediyoruz. Hazırladığımız köftelik karışımı iyice alt-üst edip, tüm malzemelerin homojen dağıldığından emin oluyoruz. Burası çok önemli, karışımı köfte formuna getirmiyoruz.
Patlıcanları alacalı soyup, yani şeritler halinde soyup, dilimliyoruz. Fotograflara bakıp, ama sen alacalı soymamışsın demeyin hemen. Ben soymadım, doğru, ama sanki alacalı soyulsa daha lezzetli olur diye düşündüm. Bu yüzden, siz kıymetli okuyucularıma en doğrusunu önereyim dedim. Dilimler ne çok ince ne çok kalın olmalı. Göz kararı ya da damak zevki diyelim. Siz en doğrusunu ayarlarsınız eminim ki. Fırına girebilecek cam kapımızı güzelce yağlayıp, yemeğin en keyifli kısmına başlıyoruz.
Bir dilim patlıcan alıyoruz elimize. Bir disk şeklindeki bu patlıcan diliminin yüzeyini köfte ile kaplıyoruz. Köftenin, patlıcan diliminin sınırlarını aşmadığına dikkat etmeliyiz. Ardından, bir patlıcan daha yerleştiriyoruz ve işlem böyle sürüp gidiyor. Aralara domates ve biber dilimleri de koyabilirsiniz.
Patlıcan ve köfteleri ardarada sıralayarak oluşturduğumuz yemeğimizin, fırınlanmadan önce bir işlemi daha kaldı. Salçayı sulandırıp biraz baharatlandırarak yemeğin üzerine dökmek. Artık fırına verebiliriz.
Unutmayın, uzun pişirilmesi gereken bir yemek. Ancak sabrettiğinize değecektir. Dilerseniz, fırından almaya yakın, üzerine peynir rendeleyebilirsiniz.
Afiyet olsun...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.