Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Yemek tarifi veren onlarca youtube kanalı ve blog varken sadeceozgur'de tarif yayınlamak abesle iştigal belki. Gene de ilk kez denediğim ve tadanların da beğendiği bu yemeğin tarifini, siz kıymetli okuyucularım ile paylaşmak istiyorum.
Malzemelerimizi sıralayayım öncelikle:
- Orta yağlı kıyma,
- Soğan,
- Sarmısak,
- Ekmek içi,
- Yumurta,
- Tuz, karabiber, kimyon, yeni bahar
- Patlıcan
- Salça
- Su
Köftemizi hazırlıyoruz. Bu ifade sizin için yeterli gelmediyse üzülmeyin :) Soğanları rendeliyoruz. İncecik kıyarım, rendeden de küçük olur parçalar diyorsanız, bence daha iyi olur. İncecik yapılmış soğanları kıyma, ezilmiş sarmısak ve biraz ıslatılıp suyu sıkılmış ekmek içi ile derince bir kapta karıştırıyoruz. Bu karışıma bir adet yumurta kırıp baharatlarını ilave ediyoruz. Hazırladığımız köftelik karışımı iyice alt-üst edip, tüm malzemelerin homojen dağıldığından emin oluyoruz. Burası çok önemli, karışımı köfte formuna getirmiyoruz.
Patlıcanları alacalı soyup, yani şeritler halinde soyup, dilimliyoruz. Fotograflara bakıp, ama sen alacalı soymamışsın demeyin hemen. Ben soymadım, doğru, ama sanki alacalı soyulsa daha lezzetli olur diye düşündüm. Bu yüzden, siz kıymetli okuyucularıma en doğrusunu önereyim dedim. Dilimler ne çok ince ne çok kalın olmalı. Göz kararı ya da damak zevki diyelim. Siz en doğrusunu ayarlarsınız eminim ki. Fırına girebilecek cam kapımızı güzelce yağlayıp, yemeğin en keyifli kısmına başlıyoruz.
Bir dilim patlıcan alıyoruz elimize. Bir disk şeklindeki bu patlıcan diliminin yüzeyini köfte ile kaplıyoruz. Köftenin, patlıcan diliminin sınırlarını aşmadığına dikkat etmeliyiz. Ardından, bir patlıcan daha yerleştiriyoruz ve işlem böyle sürüp gidiyor. Aralara domates ve biber dilimleri de koyabilirsiniz.
Patlıcan ve köfteleri ardarada sıralayarak oluşturduğumuz yemeğimizin, fırınlanmadan önce bir işlemi daha kaldı. Salçayı sulandırıp biraz baharatlandırarak yemeğin üzerine dökmek. Artık fırına verebiliriz.
Unutmayın, uzun pişirilmesi gereken bir yemek. Ancak sabrettiğinize değecektir. Dilerseniz, fırından almaya yakın, üzerine peynir rendeleyebilirsiniz.
Afiyet olsun...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.