Hafta sonları alış veriş merkezlerine gitmeyi sevmiyorum. Hem otoparkında yer bulmak, hem mağazalarında dolaşmak hem de kafelerinde sakin bir masa bulmak neredeyse imkânsız. Bir şekilde işlerimi halledip o kalabalıktan kurtulma şansı bulduğumda ise arabayı nereye park ettiğimi bulma macerası başlıyor. Neyse ki sonunda bu macerayı ortadan kaldıracak bir çözüm keşfettim. Keşfime gülebilirsiniz belki gene de yazayım. Park yerinin fotoğrafını çekiyorum. Bu sayede hangi katta hangi noktaya arabayı park ettiğimi aklımda tutmaya gerek kalmıyor. İnsanlık için önemsiz, benim için bu keşfi paylaşmak istedim :)
Sanırım yakında UF diye bir etiket oluşturmam gerekecek. U F : Uçuşan Fikirler, hatta oluşturdum bile :). Sayısal radyo, sayısal televizyon derken bu kez Fransızca öğrenmek üzerine uçuşan fikirlerimi paylaşacağım siz kıymetli okuyucularımla....
Öncelikle, Fransızca öğrenmek için 4 senedir uğraştığımı belirteyim. Uğraşıyorum yerine, belki aklımın bir köşesinde tutuyorum demem daha doğru olur. Bir kez Ankara'da Fransız Kültür'de bir kez de Paris'te Alliance Française'de başlangıç düzeyinde birer aylık kurs aldım. Paris'teki kursun ardından bir süreliğine Paris'te kaldım. Temel konuşma kalıplarını kullanabileceğim ortama sahiptim. Sonrasında ülkemize dönünce, Fransızca'nın peşini bırakmadım. Bu kez Fransız Kültür'den kiraladığım Fransız sinemasının güzide örneklerini Fransızca altyazı ile izlemeye başladım. Bu şekilde, öğrendiklerimi unutmayacağımı umdum. Ancak, hayat beklediğimiz gibi ilerlemiyor çoğunlukla.
Lafı uzattım belki, işte bu mücadelemde şu an denediğim DuoLingo ve tüm sürecin bana öğrettikleri, madde madde:
- Fransızca öğrenmek kolay değil.
- En temel zorluk, yazılı bir metni seslendirmekte. Önünüzdeki cümlenin içindeki bir çok harf, süs gibi duruyor aslında. Cannes şehrinin adının KAN, Renault'un RENO/RENÖ olarak okunmasından da anlayacağınız üzere, Fransızca'nın yazılışı ile okunuşu arasında epey farklılıklar var. Ancak, belli bir eşiği geçtiğinizde, aslında belli kurallar olduğunu ve çoğunlukla bu kurallara dikkat ettiğinizde cümleleri okumanızın zor olmadığını göreceksiniz.
- DuoLingo'nun en büyük faydası, kelimelerin okunuşlarını öğretmek için kelimeleri bölümlere ayırarak, o bölümün okunuşu üzerine onlarca alıştırma yaptırması. Bu alıştırmalar, dile hakim olanı sıksa bile, hiç bilmeyenlerin arayıp bulamadığı şeyler.
- Fiil çekimleri bakımında Türkçe'ye benziyor. Düzenli fiillerde ben/sen/o/biz/siz/onlar için çekimlerde, fiil kökü aynı kalırken sonuna gelen eklerle fiilin hangi kişiye göre çekildiği anlaşılıyor.
- Artikel, yani la-le-les, Fransızca'da Almanca'dakinden daha kolay bence. En azından bir artikel eksik :)
- Kimi kuralları, tartışmadan kabul etmek gerekiyor sanırım. Tuvalet için neden hep çoğul kullanıldığını ya da yetmiş için neden altmış ve on; seksen için dört tane yirmi; doksan için dört tane yirmi ve on denildiğini... Bunları öğrenmek ve böyle kullanmak gerekiyor.
- Fransızca öğrenirken, Fransızca dublajlı filmleri Fransızca altyazı ile izlemek epey etkili. Aynı şekilde sözleri önünüzdeyken Fransızca şarkı dinlemek de işe yarıyor.
- Hangi dil olursa olsun, öğrenme sürecinin kısa sürede olamayacağını baştan kabullenmek en doğrusu. DuoLingo ile 80 gün kesintisiz çalışmam sonucunda, henüz 2. ünitedeyim meselâ. Ancak, azimle ve ara vermeden, fırsat bulduğunuz her anı değerlendirerek çalıştığınızda, karşılığını almaya başlıyorsunuz.
- Son olarak, Fransızca yazmanızı geliştirmek adına, Fransızca blog oluşturun. Konunun hiçbir önemi yok. İlk başlarda İngilizce yazdıklarınızı Google Translate ile çevirseniz bile, Fransızca blog yazın... Benim Fransızca bloguma göz atmak isterseniz adresi şöyle: https://rtvturquie.blogspot.com/
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.