Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Aylar su gibi geçiyor. Yılın ilk yarısı, pek de hissettirmeden geçti bile. Aslında belki bir ilk yarı değerlendirmesi de yayınlamak gerek. O işi, başka bir zamana bırakarak beni ziyadesiyle mutlu eden bir gelişmeyi bildirerek başlayayım bu yazıya...
Uzun, epey uzun bir süredir istediğim ve erteleyip durduğum eski yazı öğrenme projeme başladım. Nasıl başladım ve ne noktadayım sorularınızı bir süre sormaya devam etmenizi rica ediyorum.
Kitap projesi, ilk günkü heyecan ve kararlılık ile sürüyor. Yeni kitap almıyorum, mevcutları okuduğum da pek söylenemez 😌 Sağolsun arkadaşlarım öyle güzel önerilerde bulunuyor ki, hiç bilmediğim yazarları keşfin mutluluğu içindeyim uzun süredir. Aslında mutluluk, yeni yazar keşfi kadar, belki bundan da önemlisi, böyle kitap sohbeti yapabileceğim arkadaşlara sahip olmanın mutluluğu...
Google Fit ile spora devam. Günlük adım sayısı 10.000'in altına pek inmiyor. Geçenlerde 15km günlük yürüyüş ile kendimi bile şaşırttım.
Epey kapsamlı bir teknik yazı hazırlıyorum. Meslek odamın dergisinde yayınlanması için hazırlıyorum. Umarım vaktinde yetiştirebilirim.
Kısacası, ne zaman bu kelimeyi kullansam aklıma hep "kısacası güzel annem oğul tadında bir mektup yazamadım diye kızma bana" dizesi gelir sevgili Nevzat Çelik'in Şafak Türküsü şiirindeki dize..., Yeniden başlarsak, kısacası keyifli ve eğlenceli bir ilk yarı oldu... Inşallah ikinci yarı daha da eğlenceli olur 🧔
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.