Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
İlk kez okuduğum yazarların listesinin uzadığı bir sene oluyor 2019. Barbarları Beklerken eseri ile tanıştığım J.M.Coetzee, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde 1940 yılında doğmuş. 2003 senesinin Nobel Edebiyat Ödülü, Coetzee'ye verilmiş. Barbarları Beklerken, 1980 yılında yayınlanmış. 200 sayfalık eserin Türkçe çevirisini Dost Körpe yapmış, Can Yayınları basmış. İlk baskısı 2006 yılında yapılmış. Benim okuduğum ikinci baskı ise 2010 yılının Nisan ayında yapılmış.
Üzerinde güneş batmayan imparatorluk olarak da adlandırılan Birleşik Krallık'ın Güney Afrika politikasına göndermeler yaptığı yazılı, kitabın arka kapağında. Romanda ne bölgenin adı geçiyor ne imparatorluğun, ne de düşman olarak görülen topluluğun. Bir sınır yerleşkesinde, sınırın öte yanında yaşayan göçebe topluluğu ile sınırın içinde kalan imparatorluk toprakları sakinlerinin "huzur ve sükûnet" içinde akan hayatı ile başlıyor eser. Sınır yerleşkesinin yargıcı, romanın kahramanı ve tek anlatıcısı. Tüm yaşanılanları onun dilinden ve penceresinden okuyoruz. İmparatorluk merkezinin gönderdiği askerler, onların yaptıkları, yargıcın bu yapılanlara karşı tutunduğu tavır...
Coetzee'nin romanında yer adlarının anonim bırakılması, anlattıklarının her dönem ve coğrafyada yaşanılabileceğine dair bir vurgu mu? Roman, bir yanıyla "düşman", "iktidar", "sessiz çoğunluk" üzerine güçlü sözler söylerken; orta yaşı geçmiş erkek kahramanı üzerinden, pek konuşulmayan, "cinsel iktidar" ile ilgili de tespitler yapıyor.
Altı çizilecek çok söz var romanda. Can Yayınları, tanıtım için yapılacak kısa alıntılara izin verdiği için birini paylaşıyorum:
Bazı insanlar haksız yere acı çektiğinde, acılara tanık olanların kaderi bunun utancını hissetmektir. s.180
Son olarak, romanı okuyanlar ve okumayı düşünenler için güzel bir haber; Ciro Guerra'nın yönettiği ve başrollerini Johnny Depp, Robert Pattinson ve Harry Melling'in oynadığı Waiting for the Barbarians adlı, 2019 yılı yapımı bir roman uyarlaması var. Ne zaman vizyona girer, ülkemizde de gösterilir mi bilemiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.