Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Hayat bir yolculuk, kemâle doğru.
Ne kadar sapmadan yürüyebilirsek o kadar iyi.
28 Mayıs 2019'da bloga eklediğim 1500. yazıda da belirttiğim gibi hayatın da doğa gibi mevsimleri var. Birbirini tekrar eden, bir öncekinden sonra bir sonrakini tahmin edebileceğiniz.
Bu aralar hangi mevsimde ömrümüz?
Bir sonra hangi mevsim gelecek?
Iyi tatiller ve iyi yolculuklar eşiniz ve çocuklarımız ve tüm sevdiklerinizle beraber iyi bayramlar ve keyifli tatiller dilerim.. arzu acupofcaffein
YanıtlaSilÇok teşekkürler...
YanıtlaSil