Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
grafik olarak hoşuma giden bir fotografım. yazı ile ilgisini kurmaya uğraşmayın :) |
Patlıcandan çorba mı olur diye düşünenlerdenseniz, bu kolay hazırlanabilir tarifi deneyin. İşin doğrusu, patlıcan çorbasını ilk duyduğumda ben de, olmaz böyle bir şey demiştim. Sonra tadına baktım ve ardından tarifini öğrenip denedim. Son olarak, bloga ekleyip, internet çöplüğüne katkıda bulundum.
Öncelikle malzemeler:
- 2 - 3 adet orta boy patlıcan. Közlenmeye daha uygun olan tombullardan seçerseniz iyi olur.
- 2 bardak süt
- 2 bardak su
- 1 - 2 yemek kaşığı un
- Tereyağı
- Tuz, karabiber ve muskat
Çorba kaynadığında kıvamını alacak. Koyu geldiyse biraz daha su ekleyebilirsiniz.
Afiyet olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.