Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Kimi dönemler kimi yazarların kitaplarını okumakla geçiriyorum. Bugünlerin yazarı, Nedim Gürsel. Bu ay içerisinde Öğleden Sonra Aşk adlı kitabını okumuş ve bloga eklemiştim. Bu kez, ilk eserlerinden birisini, İlk Kadın'ı okudum.
İlk Kadın'ın Doğan Kitap tarafından Ekim 2004 tarihli dördüncü baskısını okudum. 104 sayfalık eser, yayıncı tarafından roman olarak tanımlanmış. Romandan ziyade novella dense daha doğru olur gibi geldi bana. Bu yazıyı hazırlarken okumaya başladığım Nedim Gürsel'in Kadınlar Kitabı adlı öykü kitabında beni bir sürpriz bekliyordu. İlk Kadın, Kadınlar Kitabı'nın ilk öyküsüydü. Sonra, İlk Kadın'ın baskı geçmişine bakınca, 1983 Kadınlar Kitabı, Cem Yayınevi ibaresini fark ettim. Bu uzun ve muhtemelen gereksiz ayrıntıların özeti, Gürsel'in Kadınlar Kitabı adlı öykü kitabının uzun öyküsü İlk Kadın, aradan geçen yıllarda ayrı bir roman olarak yayınlanmış. İyi de olmuş.
Nedim Gürsel'den okuduğum eserler arasında en etkileyici betimlemelere sahip olanı diyebilirim İlk Kadın için. Yeniyetme bir yatılı okul öğrencisinin ilk cinsel deneyimini anlatıyor. İç huzursuzluğunu, İstanbul'un kasvetini ve onu vazgeçilmez kılan büyüsünü, zaman ve mekânlar arasında geliş gidişlerle, okuyucusunun zihninde canlandırıyor. Dümdüz bir anlatım yok İlk Kadın'da. Zaman - mekân değişiklikleri öyle zor takip edilen cinsten olmasa da özenli okumayı gerektiriyor. Cümleler arasında vatan hasreti de hissediliyor.
104 sayfaya sığdırılan etkileyici bir çalışma. Sırada Kadınlar Kitabı adlı öykü kitabı ile Boğazkesen adlı roman var. Sonrasında yazarın yeni çalışmalarından bir kaç tane okumayı istiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.