Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Başlıkta ekmek yazdığıma bakmayın, aslında ortaya çıkan lezzet için en doğru isim, ekmek benzeri olmalı. Lafı uzatmadan tarife geçeyim. Her zaman olduğu gibi, önce malzemeler:
- 1,5 su bardağı un
- 1 adet kırmızı biber (kapya da deniliyor)
- 1 adet köy biberi
- Sert beyaz peynir (miktarı size kalmış, ben 100 gr kadar kullandım, çok abartmamak lazım)
- 1 adet yumurta
- 1 paket Kabartma tozu
- Tuz ve su
Fırın 180 derece sıcaklıkta. Baton bir kalıp kullandım. Sonrasındaki işlemler için baton kalıp en uygunu. Kabı önce yağlıyoruz ardından içerisine un koyup silkeliyoruz ve unun kabın her köşesinde bir tabaka oluşturmasını sağlıyoruz. Hamur karışımını kaba koyup fırında 35-40 dakika, üzeri kabuk tutana kadar pişiriyoruz.
Fırından çıkarttığımızda, dışı kabuk bağlamış, içi ise yumuşak bir kek görünümünde oluyor. Bu aşamada, ekmeğimsimizi dilimlere ayırıyoruz. Fırın tepsisine koyduğumuz pişirme kağıdının üzerine bu dilimleri yerleştiriyoruz. Dilimlerin fazla kalın olmaması daha lezzetli sonuç veriyor. Dilimleri, yeniden fırına koyup, 15-20 dakika daha pişiriyoruz.
Sonuçta elde ettiğimiz, dilimlenmiş ekmeğin içine konulmuş peynir ve biber oluyor.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.