Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Yanlış hatırlamıyorsam 3 kez Facebook, 2 kez Twitter ve 1 kez Instagram hesabı açtım bugüne kadar. Her 3 platformda da kalıcı ol(a)madım. Sosyal medya hesabımın kesintisiz açık kaldığı süre 12 ayı bulmadı hiç bir seferinde.
Neden açtım, neden kapattım?
Bir kaç yakın arkadaş dışında soran olmasa bile, yazayım. Belki sizlere de faydası olur görüşlerimin. Öncelikle, hesapları açarken tek hedefim blog sayfamın okuyucu sayısını arttırmaktı. Düşündüm ki, özellikle twitter'da, beni daha öncesinde tanımayanlara da ulaşabilirim. Herhangi bir gelir elde etmediğin blogunun daha fazla okunmasının ne önemi var, diye sormayın. Yanıtını ben de bilmiyorum. Platformlarda yazılarımı paylaşmamın ardından kısa süreli bir okuyucu artışı olsa bile bu artış düzenli okuyucu haline dönüşmedi.
Sosyal medyadan beklediğim faydayı göremeyince, en azından eşten dosttan haber alıyorum düşüncesiyle, bari bu sefer açık kalsın dedim. Ancak, fark ettim ki beynimdeki kısa dönemli hafıza, bilgisayarlardaki Random Access Memory -RAM-, düşük kapasiteli. Hemen doluyor ve dolunca günlük hayatta yapmam gerekenleri yapamaz hale geliyorum. RAM'imi sosyal medya hesaplarım sayesinde/yüzünden öğrendiğim akraba/eş-dost/arkadaş/ünlü/fenomen ne yapıp ettikleri ile dolduruyorum.
Bu gerçek ile bir kez daha yüzleşince, telefonumun olduğunu ve telefon ile gerçekten öğrenmem gereken her türlü akraba/eş-dost/arkadaş haberine ulaşabildiğimi fark ettim. Sonuç, hesapları bir öğleden sonra uçurmak oldu.
Şimdi arada konuştuğum akraba/eş-dost/arkadaşlar sitem ediyor yer yer: En azından ne yaptığını görüyorduk diye. Sosyal medyadan uzak durmak için başka bir neden aramaya gerek yok aslında. Ne yaptığınızı göstermek istemiyorsanız, siz de uzak durun...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.