Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Eserin tam adı Tarihe Tanıklık Edenler Cumhuriyet'in Kurucu Kuşağıyla Söyleşiler. İlk baskısı 1997 yılında Çağdaş Yayınları'nca yapılmış. Benim okuduğum Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nca Haziran 2017 tarihli ikinci baskısıydı. Bu ikinci baskının, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın Eylül 2011 tarihli, genişletilmiş baskısının ikincisi olduğunu ekleyeyim.
Arı İnan, malumunuz olduğu üzere, Prof. Dr. Afet İnan'ın kızı. Bu kitapta söyleşiler yaptığı, Cumhuriyet'in kurucu kuşağı üyelerinin, sanırım tamamı, rahmetli annesini tanıyanlar. Hatta anıları paylaşırlarken, "annenizin bildiği gibi, anneniz belki daha iyi hatırlar" gibi ifadeler kullanılıyor. Prof. Afet İnan ile de söyleşi yer alıyor eserde. Söyleşilerin çoğu 1970'li yıllarda yapılmış. Söyleşilen kişinin ayrıntılı özgeçmişi, söyleşi öncesinde sunulmuş.
Eserde kimlerle söyleşilerin yer aldığını eminim merak ediyorsunuzdur. Fazla merakta bırakmadan, eserde yer alma sırasına göre listeyeyim:
Uluğ Iğdemir
İsmail Hakkı Okday
Ferit Celal Güven
Şükrü Sökmensüer
Tayfur Sökmen
Abdurrahman Melek
Hamdi Selçuk
Şevket Süreyya Aydemir
Prof. Dr. Afet İnan ve Prof. Dr. Yusuf Hikmet Bayur
Fakihe Öymen - Edip Öymen
Celal Bayar
Hasan Rıza Soyak
Yakın tarihe meraklı olan benim için de çoğu isim tanıdık değil. Ancak, anıları yakın tarihimizdeki bir çok konuya ışık tutar nitelikte. Özellikle Hatay'ın ülke topraklarına katılım sürecine dair, Abdurrahman Melek, Şükrü Sökmensüer, Tayfur Sökmen ve Hamdi Selçuk'un anlattıkları ayrı bir kitap halinde yayınlansa yeridir.
Şükrü Sökmensüer'in Nazım Hikmet ile ilgili anılarının bugün birçoklarınca pek bilinmediğini düşünüyorum. Anıların ne olduğunu merak edenlere kitabı okumalarının yanı sıra, Nazım Hikmet'in şiirlerine göz atmalarını öneriyorum.
İsmail Hakkı Okday'ın anılarında birçok ilginç bilgi yer alıyor. Bence en önemlisi, Mustafa Kemal Paşa ve beraberindekileri Samsun'a götürecek Bandırma vapurunun İngilizlerin saldırısına uğrayacağı istihbaratını veren "damat"ın kendisi olduğunu açıklaması. Sadrazam Ahmet Tevfik Paşa'nın oğlu ve Sultan Vahdettin'in kızı Ulviye Sultan'ın kocası olan İsmail Hakkı Okday, 28 Ocak 1922'de Anadolu'ya geçerek Kurtuluş Savaşı'na katılmış. 1925'te General Ali Kırat'ın kızı ve Bülent Ecevit'in annesinin teyzesi Ferhande Hanım ile evlenmiş. Kitabın 41. sayfasında, Ahmet Tevfik Paşa ile Bülent Ecevit'in konu olduğu anı, "hayat sen nelere kadirsin" dedirtti.
Son olarak, Şükrü Sökmensüer'in anılarında yer alan Çerkes Ethem başlıklı bölüm ilk ağızdan tanıklıklar içeriyor.
493 sayfalık eserin sonunda dizin de yer alıyor. Kitabı, özellikle yakın tarih meraklılarına hararetle öneririm.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.