Senenin son gününde, yabancı bir şehirde kayboldum. Navigasyonlu dünyada kaybolmak mümkün mü diye sormayın. Nereye gideceğini, nerede olduğunu bilmemek diye tanımlıyorum kaybolmayı. Ben de böylesi bir ruh halindeyim. Kaybetmeden bulmak mümkün mü? Belki de bu yüzden kaybolmak istedim, yeniden bulabilmek için. Neyi diye sormayın. Bilsem kaybetmezdim zaten. Aramadan bulamayacağım için geldim belki bu yabancı şehre. Şehir yabancı da olsa dünya aynı. Binalar ve insanları ilk kez görsem bile hayatın akışı aynı. İnsanlar sabahları işe akşamları eve koşturuyor. Belki onlar da arıyor, kaybettiklerini. Belki onlar da kaybolmuşlar ve farkında bile değiller kaybolduklarının.
Kek, bir dönem her sabah yaptığım bir lezzet. Hatta bir hafta içerisinde beş sabah üst üste kek pişirmiştim. Aslında oldukça basit ve garantili bir formülü var. Üç yumurta, iki bardak un, birer bardak şeker ve süt, bir bardağa yakın zeytinyağı ile bir paket kabartma tozu. Bu malzemelerin dışında koyacaklarınız, kekin lezzetini çok değiştiriyor.
Yazıyı bloga eklememin nedeni, geçenlerde bir arkadaşımın yapmış olduğu ve tadı damağımda kalan keki denemem...
Yeni Bahar eklenmiş kek...
Yukarıdaki formülün kek haline çevrilmesi için de garantili bir tarif var:
Yumurtaları şeker ile birlikte çırpıyoruz. Yumurtaları kırmamız gerektiğini unutmayın :)
İyice çırptıktan sonra tüm malzemeyi kabın içerisine ekleyip, ki kalan malzemeleri hatırlarsak:
- 2 bardak un,
- bir paket kabartma tozu,
- bir bardağa yakın zeytinyağı ve
- bir bardak süt,
Hepsini güzelce harmanladıktan sonra, tek yapmamız gereken kabı yağlayıp/unlayıp, önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 35-40 dakika kadar pişirmeniz...
Fotograftaki gibi iki renkli olsun derseniz, malzemenin çoğunu kalıba aktardıktan sonra, karışım kabına biraz kakao koyun ve yeniden karıştırın...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.