Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
"Sıkılmak" galiba en büyük neden. Anlam yitimi ya da başta planlananların gerçekleşmediğini görmek bu sonuca yol açıyor. Bu kez amaçla aynıydı: Web sayfasına trafik oluşturmak. Sonuç da aynı oldu; neredeyse sıfır etki.
Bu durumda daha fazla beklemenin ve vakit kaybetmenin bir anlamı yok diye düşündüm. Instagram ve Facebook hesaplarımı kapattım. Sanırım daha doğru ifadesi ile sildim.
Bu iki platformda gönderilerimi göremeyen ve merak edenler için bu yazıyı hazırladım. 15 senedir devam ettiğim Blog yazılarını sürdüreceğim. henüz kesinleşmedi yakında başka bir ortamda da yazılarım yer alacak.
Muhtemelen kimseyi ilgilendirmeyen bu açıklama ile sanal çöplüğü bir katkı da benden olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.