Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Sapanca, 2019 |
Teknolojinin gelişmesine paralel olarak, her sektörde, büyüklü küçüklü dönüşümler meydana geliyor. Televizyon yayınlarının dağıtımı da teknolojik gelişmelerden nasibini aldı. Ülkemizde televizyon yayınlarına ulaşım için kullanılan ortam, %90 civarında pay ile, uydu. Kablo TV şebekesi ve IP'nin payı ise kabaca %10. Uydu şebekesine bu kadar bağımlı olmanın doğurabileceği sakıncaları yaşayarak gördük. Yayınların verici istasyonlarına fiber kablolar kullanılarak iletildiği bir sayısal karasal televizyon yayını şebekesi, uydu bağımlılığı sorununu ve ülkemizin yayın güvenliği sorununu çözecektir.
Lale Butik Otel / Sapanca |
Yazının devamını okumadan önce sayısal karasal televizyon nedir sorusunun en anlaşılır dille yanıtını vermeye çalıştığım iki yazımı okumanızı öneririm:
Sayısal karasal televizyon yayınının epey ayrıntılı bir geçmişi var ülkemizde. DVB-T ve MPEG 2 olarak başlayan maceramız DVB-T2 MPEG 4 ve son olarak DVB-T2 HEVC haline geldi. Bu kısaltmalar ne anlama geliyor, bunlardan bize ne diyebilirsiniz. Sizi / bizi ilgilendiren, bugün için, dünyadaki en gelişmiş sayısal karasal televizyon yayını şebekesini kurabilir ülkemiz.
Peki Digital Terrestrial Television (DTT) şebekesi kurmalı mıyız?
Eymir Gölü / 2019 |
Epey zor bir soru. Sorunun zorluğu, günün tarihinden kaynaklanıyor. DTT şebekeleri kurulması, Avrupa genelinde 2015 gibi tamamlandı. Çoğu ülkede bu tarihten de önce. DTT için kullanılan frekans bandı, mobil şebeke operatörlerinin de talip olduğu 470 - 960 MHz bandı. Hal böyleyken ve mobil şebekenin yarattığı ekonomi, yayıncılık dünyasına kıyasla çok daha büyük olunca, yayıncıların kullanacağı bant, üst sınırdan tırtıklanmaya başlandı. 2015 yılında yapılan World Radiocommunication Conference (WRC) sonnuç bildirgesine göre WRC 2023'te 470 - 960 MHz bandının tümünün kaderi yeniden belirlenecek. Avrupa Komisyonu 470-790MHz bandının 2030 yılına kadar yayıncılarda kalmasını istiyor. Bu konuyla ilgili, 2015-4 tarihli bu raporu okumanızı öneririm. Komisyonun bahsettiğim kararına ise buradan bakabilirsiniz.
Uzun paragrafın kısası bugün ihaleye çıksak ve lisansları dağıtsak, DTT için ömür 2030'a kadar. Yani elimizi çabuk tutmalıyız.
DVB-T2 kurmasak da 5G üzerinden yayın iletsek?
İlk başta kulağa çok mantıklı gelen bu öneri, ayrıntılara bakınca, pek olanaklı görünmüyor. Öncelikle DVB-T2, senelerdir kullanılan ve oturmuş bir teknoloji. Verici tarafı alıcı tarafı stabil, düzgün ve sorunsuz çalışıyor. 5G ise henüz standartları geliştirilen ve tamamlanmamış bir teknoloji. Temelde mobil iletişim için tasarlanıyor. Yayıncılık (broadcast), bugüne kadar yapılan standartlaşma çalışmalarının gündeme aldığı bir konu değil. eMBMS olarak bilinen ve küçük bir bölgeye aynı içeriği multicast olarak iletmekte kullanılan teknoloji, broadcast haline dönüştürülür mü sorusu henüz yanıt bulmuş değil.
Uzun yazının sonucu ne diyorsun?
Konuyu senelerdir izleyen ve güncel gelişmeleri takip etmeye çalışan bir mühendis olarak, vakit geçirmeden bir DVB-T2 ana omurgasını kurup, en azından büyük kentlerin tümünü DTT ile tanıştırmamız gerekiyor. Bunu yaparken 5G ve 5G üzerinden yayın iletimi konularında araştırma ve geliştirme çalışmalarında bulunmamız, bu teknolojide öncü ülkelerden birisi olmamızı sağlayacaktır. Ulusal yayın dağıtım güvenliğinde maliyet hesabı yapmak pek doğru değil kanımca.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.