Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Ne iş olsa yapmaya hazır olmak yerine bir konunun uzmanı olmak her zaman daha iyidir. Ancak ikincisini, günümüzde çoğunlukla, iş dışı zamanlarda gene çoğunlukla, kendi cebinden para harcayarak yapmak zorunda kalıyoruz. Bu durumun nedenleri ve sonuçları ayrı yazıların konusu, bu yazıda, yayıncılık dünyası ve bilgi teknolojilerinin "yakınsaması" üzerine bir kaç şey yazmak istedim.
Bilgi teknolojileri (Information Technology:IT), işlerin daha kolay ve daha hızlı yapılmasına olanak sağlayan çözümler üreterek bir çok sektörü dönüştürdü. Daktilograf diye bir kadro vardı bir zamanlar meselâ. IT çözümleri, yayıncılık dünyasında da bir çok alanda uzun senelerdir kullanılıyor. Kurgu setlerinde, kayıt ve kaydın gösterimi için kullanılan cihazlarda, kameralarda, ses ve görüntünün taşınmasında, aktarılmasında... Bu kadar fazla alanda IT cihazlarının kullanılması, senelerce yayıncılık için özel üretilmiş cihazlarla çalışmaya alışmış teknik personelin IT "jargon"unun öğrenmesini, en azından temel IT sistemlerini tanımasını zorunlu hale getirdi.
Özellikle yurtdışında "broadcast IT engineer" adlı bir yeni uzmanlıktan bahsediliyor artık. Tercüme edersem, yayıncılık BT mühendisi olan bu ünvan sahipleri, çoğunlukla CCNA (Cisco Certified Network Associate) adlı bir sertifikaya sahip, ağ teknolojilerine hakim, temel düzeyde kodlama yapabilen ve aynı zamanda yayın dünyasının özel ihtiyaçlarını ve sorunlarını bilen kişiler oluyor. Ülkemizde sayıları az da olsa bu niteliklere sahip meslektaşlar var. Türkiye'nin bu konudaki en büyük sorunu yetişmiş insan gücünden ziyâde, bu insan gücünü çalıştıracak bir medya dünyasının yokluğu / azlığı. Bu duruma dair daha önce bir kaç yazı yayınlamıştım ama konunun, benim yazılarda değinebildiğimin ötesinde boyutları var.
Mesleğe yeni başlayan ya da başlamayı planlayan mühendislere önerim, hangi mühendislik disiplininde olursanız olun, mutlaka bir ya da bir kaç konunun uzmanı olun. Ne iş olsa yaparım diyen çoğu durumda, aslında hiç bir şey yapamaz oluyor...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.