Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Kereviz çorbası tarifinden SDI - IP dönüşümüne gecen bir blog daha yoktur sanırım. Kalıcı, sadık okuyucumun olmayışının sebebini de burada aramalı belki :)
Başlığa dönersek, IP, yani internet protokolü, birçok sektorde dönüşüme/değişikliğe yol açtı. Yayıncılığı da etkilemesine şaşırmamak gerek. Aslına bakarsanız IP, yayınların iletiminde ve dağıtımında uzunca bir süredir kullanılıyor. Yeni olan, stüdyo içinde de serial digital interface gibi oturmuş, sorunsuz çalışan, baseband sinyalle mutlu standardın değişikliğe zorlanması...
Neden SDI - IP dönüşümü?
Tek reji ile farklı noktalardan prodüksiyondan standart IT ekipmanı ile yayın yapılabileceğine olan inanca bir çok sebep sıralanabilir. Ancak aslında çağın zorladığı "daha verimli/daha esnek/daha ucuz" dayatması karşısında direnmek kolay değil. SDI, senelerdir denenmiş ekipmanları ve yetişmiş insan gücü ile tahtını uzun süre korumayı başardı. Ancak IP tabanlı tasarımlar giderek bu tahtı devralacağa benziyor.
Neden SDI - IP dönüşümü?
Tek reji ile farklı noktalardan prodüksiyondan standart IT ekipmanı ile yayın yapılabileceğine olan inanca bir çok sebep sıralanabilir. Ancak aslında çağın zorladığı "daha verimli/daha esnek/daha ucuz" dayatması karşısında direnmek kolay değil. SDI, senelerdir denenmiş ekipmanları ve yetişmiş insan gücü ile tahtını uzun süre korumayı başardı. Ancak IP tabanlı tasarımlar giderek bu tahtı devralacağa benziyor.
IP tabanlı stüdyolarda hassas bir tasarım gerekiyor. SDI stüdyo şemasının aynısını IP cihazlar ile tekrarlamak IP'nin getirmesi beklenen esneklik ve dinamikliği getirmeyeceğini elbette. Bu yüzden stüdyo kablo şemasından başlayarak IP mantığına göre tasarım, başarı için şart.
2016 senesinde, henüz ortada standartlar konulmamışken Belçika kamu yayıncısı VRT, Avrupa Yayıncılar Birliği EBU ve sektör ile birlikte bir proje kapsamında IP tabanlı stüdyo kurdu. Bu proje ile ilgili bilgileri internette bulabilirsiniz.
Ne yapmalı?
Ne yapmalı?
IP dönüşümünde en önemli bileşen, bence insan gücü. Hem stüdyonun tasarımında hem işletmesinde hem IT, network bilgisine sahip hem yayıncılık deneyimi olan kişiler gerekiyor. Özellikle ülkemiz gibi yayıncılık sektörü fazla derin olmayan yerlerde bu niteliklere sahip çalışan bulmak zor. Bu yüzden yayıncıların bugünden personelinin IT bilgisini arttıracak kurum içi eğitimlerine başlaması uygun olacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.