İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti. İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı. Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı. Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım. Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar.

Başlığa dönersek, IP, yani internet protokolü, birçok sektorde dönüşüme/değişikliğe yol açtı. Yayıncılığı da etkilemesine şaşırmamak gerek. Aslına bakarsanız IP, yayınların iletiminde ve dağıtımında uzunca bir süredir kullanılıyor. Yeni olan, stüdyo içinde de serial digital interface gibi oturmuş, sorunsuz çalışan, baseband sinyalle mutlu standardın değişikliğe zorlanması...
Neden SDI - IP dönüşümü?
Tek reji ile farklı noktalardan prodüksiyondan standart IT ekipmanı ile yayın yapılabileceğine olan inanca bir çok sebep sıralanabilir. Ancak aslında çağın zorladığı "daha verimli/daha esnek/daha ucuz" dayatması karşısında direnmek kolay değil. SDI, senelerdir denenmiş ekipmanları ve yetişmiş insan gücü ile tahtını uzun süre korumayı başardı. Ancak IP tabanlı tasarımlar giderek bu tahtı devralacağa benziyor.
Neden SDI - IP dönüşümü?
Tek reji ile farklı noktalardan prodüksiyondan standart IT ekipmanı ile yayın yapılabileceğine olan inanca bir çok sebep sıralanabilir. Ancak aslında çağın zorladığı "daha verimli/daha esnek/daha ucuz" dayatması karşısında direnmek kolay değil. SDI, senelerdir denenmiş ekipmanları ve yetişmiş insan gücü ile tahtını uzun süre korumayı başardı. Ancak IP tabanlı tasarımlar giderek bu tahtı devralacağa benziyor.
IP tabanlı stüdyolarda hassas bir tasarım gerekiyor. SDI stüdyo şemasının aynısını IP cihazlar ile tekrarlamak IP'nin getirmesi beklenen esneklik ve dinamikliği getirmeyeceğini elbette. Bu yüzden stüdyo kablo şemasından başlayarak IP mantığına göre tasarım, başarı için şart.
2016 senesinde, henüz ortada standartlar konulmamışken Belçika kamu yayıncısı VRT, Avrupa Yayıncılar Birliği EBU ve sektör ile birlikte bir proje kapsamında IP tabanlı stüdyo kurdu. Bu proje ile ilgili bilgileri internette bulabilirsiniz.
Ne yapmalı?
Ne yapmalı?
IP dönüşümünde en önemli bileşen, bence insan gücü. Hem stüdyonun tasarımında hem işletmesinde hem IT, network bilgisine sahip hem yayıncılık deneyimi olan kişiler gerekiyor. Özellikle ülkemiz gibi yayıncılık sektörü fazla derin olmayan yerlerde bu niteliklere sahip çalışan bulmak zor. Bu yüzden yayıncıların bugünden personelinin IT bilgisini arttıracak kurum içi eğitimlerine başlaması uygun olacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.