Roman, gelecekte geçiyor ama son tüketici elektroniği fuarında, ekranı hoparlör olan, 2.5 metrelik duvar ekranlar, tam da Fahrenheit 451'de anlatılanlar gibi. Kitap okumak için ayrılan süreler, kitap okuyanların toplumun çoğunluğunca maruz bırakıldığı muamele, bilgileri heran değişebilecek mecralardan edinmemiz... Sanki gelecek, o kadar da uzak değil.
Sonu ve genel havası bakımından umutsuz bir distopya değil Bradbury'nin çizdiği. Aksine, her türlü zorluğa ve baskıya karşın yılmayan bir grup insan, bir gün dünyanın kaderinin yeniden değişebileceğine inanıyor. Bu yolda, hazırlıklar yapıyor.
Seneler önce bir yerde okumuştum: Bildiğim bir nokta ise bilmediğim onun çevresi kadardır.Kitap okumak da bu söz gibi bir yerde. Sipariş verirken bir arkadaşımın eklemesi ile Şibumi'ye oradan Fahrenheit 451'e... Kim bilir daha ne kadar çoktur, bugüne kadar okumamış olduğuma üzüldüğüm kitap...
Bol kitaplı, az ekranlı günler dilerim.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.