Yıllara, aylara, haftalara ve saatlere böldüğümüz hayat aslında durmaksızın geçen bir akıştan ibaret. Biz onu bölmek için çabalasak bile o kendi seyrinde, bizden ve belki de herşeyden bağımsız akıp geçiyor.
Daha önceki yazılarımda anlatmaya çalışmıştım, 24 saatin sizin kullanımınıza ait kısmını arttırabilmenin yegâne yolu saatleri kaydırmak. Bir anlamda: Esnek mesai, burada "mesai" kendi hayatımız.
Farklı zaman dilimlerinde uyuyup uyanmayı becerebildiğiniz kadar artıyor "özgür zaman"ınız. Deneyince çok zor olmadığını göreceksiniz.
İlk yapmanız gereken akşam yemeği saatini olabildiğince öne çekmek. Eğer yapabilirseniz öğün sayısını ikiye indirmek işleri daha da kolaylaştıracak. Kuşluk vakti ilk öğün ikindi vakti ikinci öğün olursa mesela, önereceğim zaman planlamasını uygulamak kolaylaşıyor.
Akşam yemeği 19'da bitmediyse, benim uyku düzenini uygulanamıyor. Çünkü, uyku ile son yemek arasında en az 3 saat geçmesi gerekiyor. Bilgiye değil sezgiye dayalı bu yazdıklarım bu arada. Tıbbi öneri falan olarak alıp, uygulayıp sonra dert çekerseniz sorumluluk kabul etmem baştan söyleyeyim.
Akşam en geç 22'de uyumuş olmalısınız. 22'de uyursanız ve bunu düzenli yapmaya başlarsanız, büyük olasılıkla, bir süre sonra, sabah 4-5 gibi uyanmaya başlarsınız.
ve işte size özgür zaman...
İster kek yapın, ama sakın siz yemeyin :)
İster blog yazın, ama bence belirli bir konu seçip o konuda yazın. Yoksa düzenli okuyucunuz olmaz :)
İster kitap okuyun, ama tek konuya takılıp kalmayın, sonra tüm sorunların nedeninin o konu olduğunu düşünmeye başlayıp, her konuşmayı o konu ile noktalamaya başlarsınız :) Cumhuriyetin kurucu kadrosunun İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesi olduğunu biliyor muydunuz?
Yazının sonundaki espri . . güzeldi ! (:-))
YanıtlaSilBence de
YanıtlaSil