nehir söyleşiler çoğalıyor. okuduğum ilk nehir söyleşi, Molotov Anlatıyor idi. fırsat bulup bloga kitap hakkında bir şeyler yazamadım hâlen. Yavuz Dizdar'ın Yemezler adlı kitabını okumuş ve çok etkilenmiştim.
son dönemde hekimler, "sistemin bir parçası" olarak gösteriliyor/görülüyor. benzetme ne kadar doğru olacak bilemiyorum ama sanki dışarıda yemek yerken arılar rahatsız etmesin diye uzakta bir tabağa bırakılan et gibiler. ana yemeği kurtarmak için gözden çıkartılabilecek parça. burada ana yemek sağlık endüstrisi...
Yavuz Dizdar'ın "nehir söyleşisi" Şükriye Özgül'ün akılcı ve akıcı sorularıyla ilerliyor. özel hayata fazla girmeden, ancak vurucu kimi olayları es geçmeden, iyi bir denge tutturulmuş. kitaptan aklımda en fazla kalan Dizdar'ın geleceğe yönelik tahminleri.
hekim ile oto tamircisi benzetmesini çok beğendim. tamirci, eskiden arabanın sesinden sorunun nereden kaynaklandığını tahmin eder ve sonrasında bir takım testler ile teşhisini doğrulayıp tamiratı yapardı. tıpkı hekimlerin geçmişte yaptığı gibi. oysa bugün, araçların bilgisayarları, tamircinin bilgisayarına bağlandığında, aracın ne sorunu olduğu anlaşılıyor ve tamirci sadece "parça değiştiren" haline geliyor. hekimlerde, sağlık endüstrisi içinde birer "teknisyen"e dönüşüyor. bunun ne kadar farkındalar bilmek zor.
ilk kitap, Yemezler, gibi gene HayyKitap tarafından basılmış. bendeki ilk baskı ve kasım 2018 tarihli.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.