Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
sene 92 ya da 93 olmalı
üniversite günleri
dersler, ödevler, sınavlar, gençlik başımda duman
ilk pidem arjantin'de
aradan yirmibeş kış, yirmibeş yaz geçmiş
dün bir kez daha
arjantin'de yedim pidemi
merak edenler için söyleyeyim
mantar ve ıspanaklı pideyi
isterseniz yapıyorlar
kaşarsız
vegan pidemi yerken
ilk işyerimden bir meslek büyüğüm ile karşılaştım
kübiklere bölünmüştü iş yeri
ve nefes alabildiğim vaha gibiydi kübiği
onun deyimiyle
"dükkân"ı
bugün bu şekilde bakıyorsam dünyaya
onun verdiği "gözlüğün" etkisi büyüktür
hayat
bir şekilde
geçiyor mu acaba
ya
da
her
ney
se
ney
YanıtlaSilse
:)
Yeni keşfettim burayı
Kitaplardan, dizilerden hoşlanıyorsanız ben de beklerim blog'uma, sevgiler... :)
ey
YanıtlaSilval
lah
:)