Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
İlk tepkiler tam beklediğim gibiydi:
- Aç mı kalacaksın?
- Sadece et mi yemiyorsun?
- Yoğurt ve peynirden nasıl vazgeçeceksin?
- Evde neyse de dışarıda kesin aç kalırsın.
- Çok pahalıya mâlolur sana.
- Yere düşen meyvaları mı yiyorsun.
Aslına bakarsanız son soru dışındakilerin hepsine hazırlıklıydım. Son soruyu ise anlayamadım. Geçenlerde havaalanına giderken şoför arkadaş da aynı şeyi sorunca dayanamayıp ben sordum bu kez, bunu da nereden çıkardın diye. Oysa güncel dizilerin birindeki karakterlerden birinin tavrıymış.
Hep merak edilenleri yanıtlayarak başlayayım o zaman. Ne yemiyorum:
- Hayvansal kaynaklı hiçbir gıdayı yemiyorum. Buna hayvanların kendisi dahil. Yani et, tavuk, balık (balık nedense hep soruluyor ayrıca), midye, ahtapot, yumurta, süt ve süt ürünleri, yoğurt, ayran, kefir, peynirler, bunları içeren yiyecekler -dondurma, kek, börek gibi-, son olarak bal ve ürünleri.
Peki ne yiyorum:
- Bakliyat, ekmek, sebze ve meyve, humus, mantar, zeytin ve zeytin yağı, pirinç - bulgur, avakado ve hindistan cevizi yağı, kuru yemişler, bir de Mado'da bulduğum vegan dondurma :)
B12 meselesi, konuyu araştırmış herkesin önemsediği bir şey. Ben de kendimce okudum ve B12 desteği almam gerektiğine inanarak eczaneden takviye hapı aldım. Piyasada B12 içeren takviyeler var ama fiyatları günlük 1 TL'yi geçiyor. Benim aldığım ise 30 adeti 13 TL, yani diğerlerinin 1/3'ü kadar. Zaten hijyene çok takılmaz ve biraz toprakla uğraşabilirseniz bu B12 sorunu doğal yolla da hallolabilir, gene de riske atılmayacak kadar önemli anladığım kadarıyla.
başıma taş mı düştü?
Hem evet hem hayır. Taş, fiziksel olarak düşmedi çok şükür ama hep içimde taşıdığım o eksiklik hissini duymuyorum 2 haftadır. Hep savunduğum değerler ile yaptıklarım arasında uyum olsun istemişimdir. Sol değerleri savunup şirket sahibi olup işçilere olabildiğince az ücret vermeye çabalamak meselâ, bence ciddi tutarsızlık. Hayvanları sevdiğini söyleyip, kuzularla oynadıktan sonra kasaptan "süt kuzusu mu" diye sormak da aynı derecede tutarsızlık. Süt kuzusu dediğiniz, henüz annesinden süt emmeğe devam eden körpecik bir hayvan aslında.
Bundan sonrası daha zorlaşacak. Mesele sadece yemek ile kalmıyor. Yavaş yavaş ayakkabıdan çantaya, kemerden cüzdana deriden imal eşyalardan vazgeçmek gerekiyor. İşin o boyutuna henüz vaktim var. Şimdilik yeni aldıklarımda dikkat etmekle yetiniyorum. Mevcutları eskidikçe yenileyeceğim. Kolay kolay eskimedikleri için epey vakit alacak.
Bence siz de deneyin, vücudunuzda ve ruhunuzda hissettiğiniz arınma duygusu için bile denemeye değer. Bir kez deneyince bırakamayacaksınız zaten.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.