Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Amsterdam`dayim bir kez daha. Bu kanallar kentine ilk geldigimde 15 yasindaydim, bugun ise 45. Bisiklet, kanal, cicek ve gunahlar kentindeyim. Derdim ise bunlarin hicbirisi degil.
Her yil Eylul ayinin ikinci haftasi gibi baslayip 5 gun suren yayincilik fuar ve konferansi icin kuzeyin Venedik`ine akin ediyor binlerce insan. Bundan 5 yil kadar once karar vermistim IBC`ye gitmeliyim diye. IBC konferansina demek daha dogru olur aslinda. Cunku fuara gitmek bilet ve otel parasina bakarken, konferansin ayri giris ucreti var. 2018 yili icin tum konferansin katilim ucreti 3000 Avrodan fazla. Bizim paramiz ile soylemesi zor ama 24000 TL falan ediyor.
Peki nasil oluyor da bu sene ikinci kez IBC konferansina katilabiliyorum?
Yaniti basit, azim ile :) Oncelikle 2004 senesinden bu yana yaptigim blog yazarligini biraz daha profesyonellestirerek Ingilizce dilinde, radyo tv yayinciligina ozel hale getirdim. Ardindan yayincilik sektorunun dev kuruluslarinin ust yoneticileri ile e-soylesiler gerceklestirdim. Elbette bu yoneticileri ilk isimleriyle hitabedecek kadar yakindan tanimis olmam gerekiyordu soylesi isteklerimi kabul etmeleri icin. Onu da Turkiye`deki etkinliklerdeki tanismalar ile hallettim. Yani deyim yerindeyse tirnaklarim ile kaziyarak bugun Amsterdam RAI`de basin merkezinde oturuyorum.
2015 senesinde Blog yazari olarak basin akreditasyonu basvurum reddedilmisti. Yaptigim e-soylesilerin baglantilarini gonderip itiraz ettigimde yanitlarini degistirmislerdi. Bu yil ilk basvurum olumlu sonuclandi. Arada cok icerik uretemesem bile Turkiye radyo televizyon teknigi konularinda Ingilizce yazan sayisi cok az olunca sansim fazla sanirim.
Hep merak ediliyor ne kadara maloluyor bu seyahatler diye. Hemen bastan soyleyeyim, sigara ve alkol kullanmazsaniz bir kac senelik tasarruf ile siz de yapabilirsiniz. Hesaba gelince:
Ucak icin 1000 TL verdim, banka puani ile aldim bileti, 1000 TL vergiler icin.
Otel ise, kur artisini dusunemeyince cok pahaliya geldi. Kur patlamadan odemis olsaydim 2500 TL olacak oda fiyati 5000 TL oldu. Kismet diyelim.
Ulasim havaalanindan merkeze 5.50, bir de donuste gerekecek, toplam 11 Avro. Konaklama Amsterdam icinde ve hem Amsterdam yurumeye cok uygun hem de IBC fuar boyunca gecerli ulasim karti verince, kent ici ulasima para harcamayacagim.
Yemek icmek ve diger masraflar toplamda 100 Avro tutsa, ki muhtemelen o kadar bile tutmaz, fuar sagolsun, ikramlar cok oluyor standlarda, 7000 TL gibi bir sonuc cikiyor.
Bu noktaya gelmesinde kurun payi buyuk. Normal sartlarda 4-5 bin TL tutardi.
Simdi tasarruf hesabina gelelim:
Gunde 1 paket 10 TL`lik sigara icseniz yillik masrafiniz 3650 TL olur. Kibriti, cakmagi, bir taneyi gectiginiz gunleri hesaba katarsak 4000 deyin siz ona.
Disarida yeme icmeye de senelik 500 TL harcasaniz, demek ki bunlari kistiginizda 1-2 senede bir IBC parasi cok rahat birikir :)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.