Bir daha arasam, acaba gelmiş midir eve? Gene annesi çıkarsa ne diyeceğim? Konuşmadan kapatsam ayıp, onu sorsam, evladım daha bir saat önce de aramadın mı dese ne cevap vereceğim? Kartta kaç kontür kaldı onu da bilmiyorum. Kartı takınca gösterirdi eskiden, bozulmuş bu galiba, arama başlamadan göremiyorum kaç kontürün kaldığını. Öylece kalakaldım pastanede. Birden hışımla kalkıp gitti. Oysa daha yeni oturmuştuk. Çaylarımızı söyleyip pasta sipariş etmiştik. Çayın gelmesini bile beklemedi. Bu soğukta eve dönmüştür diye düşünüyorum ama kim bilir belki siniri yatışsın diye dolaşıyordur. Ne kadar da aptalım. Öyle pat diye sorunca afalladım. Lafı ağzımda geveledim. Sonra o da kalkıp gitti. Neyse, bir saatten fazla geçti. Bir daha çevireyim numarayı. Belki dönmüştür.
40 senedir Ankara'da yaşıyorum. Bu yaz başına kadar hep özendiğim bir şeydi doğa yürüyüşlerine katılmak. Hep özendiğim ve aslında yapmamın önünde , gerçekte herhangi bir engel olmayan "şey"lerden birisiydi. Aklımdaki "engeller" ise şunlardı:
- Tanıdığım yok, herkes birbirini tanıyordur, çok sıkılırım.
- Çok uzun yürürler, onların hızına yetişemem, geride kalırsam ayıp olur.
- Pahalı bir etkinliktir.
- Özel ekipman gerektirir.
- Yazın sıcak, bahar ayında yağmurlu, kışın ise soğuk olur.
- Sabahın kör karanlığında uyanamam.
- Karnım acıkır, tuvalete gitmem gerekir.
- ....
Yukarıdaki gerekçelerin hiçbirisi geçerli ve gerçekçi değilmiş. Yaşayarak gördüm.
Bugüne kadar iki kez doğa yürüyüşü yaptım. Her ikisinde de Ata Kafka Tur / Alternatif Trekking şirketinin organizasyonuna katıldım. İki farklı rehberin öncülüğünde yürüdüm. İlk yürüyüşte Beypazarı Eğriova, ikinci yürüyüşte Bolu Mengen'deydi. Beypazarı'ndaki rota dik çıkışlar ve sert inişlerle, çoğu orman içerisinden ilerlediğimiz 15-16 km'lik bir parkurdu. Mengen ise, Beypazarı'nın yarısı kadar zorlukta, çoğu orman içi patikalarda 14-15 km kadar sürdü.
Bu iki yürüyüş ile birçok yeni insan ile tanıştım. Hiç bilmediğim konuları sohbet ederek öğrendim. Doğanın ortasında kendimle hesaplaştım. İlk gezide unuttuklarımı ikincisinde hatırladım. Naçizane bir kaç öneride bulunayım:
Bu iki yürüyüş ile birçok yeni insan ile tanıştım. Hiç bilmediğim konuları sohbet ederek öğrendim. Doğanın ortasında kendimle hesaplaştım. İlk gezide unuttuklarımı ikincisinde hatırladım. Naçizane bir kaç öneride bulunayım:
- Yanınızda en az 2 yedek tişört bulunsun. Birinci yedeği yemek molası verdiğiniz yerde değiştirirsiniz. İkinci yedeği yürüyüş sonunda.
- Yanınızda bir litrelik su kabı olsun. Marketlerde 1,5 litrelik suların yanı sıra 1 litrelikler de bulunuyor. Benim katıldığım iki gezide de rota üzerinde çeşme vardı. 1 litre elbette yeterli değil, tüm güzergâh için. Ancak yolda doldurabilirsiniz.
- Cep telefonu için powerbank olursa iyi olur. Fotograf epey batarya tüketiyor.
- Yemek için ekmek arası bir şeyler en kolayı. Tecrübeli abiler/ablalar çantalarından mükellef bir sofra çıkartıyor. Belki ileride ben de öyle olurum.
- Doğada olmanın tadı, bağımlılık yapıyor. Dikkat etmek lâzım :)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.