Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Blog yazmaya başladığımda ilk amacım, Türkçe içerik eksikliği sorununa çare olmaktı. 14 senenin sonunda, böyle bir eksiklikten söz etmek zor. Gene, özel bilgi gerektiren konularda, doğru bilgiye kolay ulaşılamıyor ama durum 14 yıl öncesine göre çok iyi.
Bu uzun ve muhtemelen gereksiz paragraf sonrası gelelim yazının konusuna. Malum, Eylül ayı IBC ayı olarak anılıyor bizim sektörde. NAB Amerika'da, Broadcast Asia ise Singapur'da. Hem coğrafi yakınlık hem yayın standartlarının aynı oluşu, yayıncılık ile ilgilenenleri Amsterdam'da topluyor.
Bir türlü yazıya başlayamıyorum. Bu yıl 13 - 17 Eylül arasında konferans, 14 - 18 Eylül arası ise fuar var. Konferansın katılım ücreti epey yüksek, ama inanın, eğer bu alanda mühendis olarak çalışıyorsanız, konferans çok faydalı. Etkinliğin ardından kimi oturumların kayıtları internet üzerinden paylaşılıyor. Elbette, çevrenizi genişletmek, sektörde önemli isimlerle tanışmak gibi ek faydaları, video izleyerek yapamıyorsunuz. Gene de sektör nereye giriyor sorusunun yanıtını almış oluyorsunuz. Yıllar boyu öyle yaptım ben de.
Konferansın bu yıl ki programını bu bağlantıdan görüntüleyebilirsiniz. Brexit'in etkilerinden 5G'ye farklı konularda farklı oturumlar var. Beni en çok heyecanlandıran 15 Eylül tarihinde gün boyu sürecek 5G oturumları.
5G, hiç şüphesiz, tüm sektörleri ve iş yapış şekillerini değiştirecek. Yakın gelecekte karasal yayının sadece 5G üzerinden sunulmaya başlanacağını düşünüyorum. Belki FM bir süre daha hayatını sürdürür ama sayısal karasal televizyon, DVB-T2, artık olmayacak. Ülkemiz bu bakımdan büyük bir fırsata sahip.
İktisatta "fırsat penceresi" diye bir kavram var. Malum teknolojilerin gelişmesini ekonomiyi bir kenara koyarak anlayamayız. Bugün için 8K televizyonların örnekleri sergileniyor fuarlarda, ama 4K ekonomik ömrünü tamamlamadan 8K çıkmayacak piyasaya. Aynı mantıktan hareketle mevcut karasal sayısal televizyon (DTT) şebekesi yatırımı ekonomik ömrünü tamamlamadan Avrupa 5G ile yayını düşünmeyecek. Gerçi DTT'nin ekonomik ömrünün sonuna yaklaşılıyor. Gene de bu şebekeyi hiç kurmamış olan ülkemizin önünde büyük bir olanak var. 5G ile yayıncılığı ilk deneyen ve tüm dünyaya sunan biz olabiliriz.
Bu 5G ve yayıncılık konusunu çok daha derli toplu bir yazıda değerlendirmem gerekiyor. Kısmetse Ekim ayı gibi, IBC dönüşü, bunu yapacağım.
Bu uzun ve muhtemelen gereksiz paragraf sonrası gelelim yazının konusuna. Malum, Eylül ayı IBC ayı olarak anılıyor bizim sektörde. NAB Amerika'da, Broadcast Asia ise Singapur'da. Hem coğrafi yakınlık hem yayın standartlarının aynı oluşu, yayıncılık ile ilgilenenleri Amsterdam'da topluyor.
Bir türlü yazıya başlayamıyorum. Bu yıl 13 - 17 Eylül arasında konferans, 14 - 18 Eylül arası ise fuar var. Konferansın katılım ücreti epey yüksek, ama inanın, eğer bu alanda mühendis olarak çalışıyorsanız, konferans çok faydalı. Etkinliğin ardından kimi oturumların kayıtları internet üzerinden paylaşılıyor. Elbette, çevrenizi genişletmek, sektörde önemli isimlerle tanışmak gibi ek faydaları, video izleyerek yapamıyorsunuz. Gene de sektör nereye giriyor sorusunun yanıtını almış oluyorsunuz. Yıllar boyu öyle yaptım ben de.
Konferansın bu yıl ki programını bu bağlantıdan görüntüleyebilirsiniz. Brexit'in etkilerinden 5G'ye farklı konularda farklı oturumlar var. Beni en çok heyecanlandıran 15 Eylül tarihinde gün boyu sürecek 5G oturumları.
5G, hiç şüphesiz, tüm sektörleri ve iş yapış şekillerini değiştirecek. Yakın gelecekte karasal yayının sadece 5G üzerinden sunulmaya başlanacağını düşünüyorum. Belki FM bir süre daha hayatını sürdürür ama sayısal karasal televizyon, DVB-T2, artık olmayacak. Ülkemiz bu bakımdan büyük bir fırsata sahip.
İktisatta "fırsat penceresi" diye bir kavram var. Malum teknolojilerin gelişmesini ekonomiyi bir kenara koyarak anlayamayız. Bugün için 8K televizyonların örnekleri sergileniyor fuarlarda, ama 4K ekonomik ömrünü tamamlamadan 8K çıkmayacak piyasaya. Aynı mantıktan hareketle mevcut karasal sayısal televizyon (DTT) şebekesi yatırımı ekonomik ömrünü tamamlamadan Avrupa 5G ile yayını düşünmeyecek. Gerçi DTT'nin ekonomik ömrünün sonuna yaklaşılıyor. Gene de bu şebekeyi hiç kurmamış olan ülkemizin önünde büyük bir olanak var. 5G ile yayıncılığı ilk deneyen ve tüm dünyaya sunan biz olabiliriz.
Bu 5G ve yayıncılık konusunu çok daha derli toplu bir yazıda değerlendirmem gerekiyor. Kısmetse Ekim ayı gibi, IBC dönüşü, bunu yapacağım.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.