Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Blog yazmaya başladığımda ilk amacım, Türkçe içerik eksikliği sorununa çare olmaktı. 14 senenin sonunda, böyle bir eksiklikten söz etmek zor. Gene, özel bilgi gerektiren konularda, doğru bilgiye kolay ulaşılamıyor ama durum 14 yıl öncesine göre çok iyi.
Bu uzun ve muhtemelen gereksiz paragraf sonrası gelelim yazının konusuna. Malum, Eylül ayı IBC ayı olarak anılıyor bizim sektörde. NAB Amerika'da, Broadcast Asia ise Singapur'da. Hem coğrafi yakınlık hem yayın standartlarının aynı oluşu, yayıncılık ile ilgilenenleri Amsterdam'da topluyor.
Bir türlü yazıya başlayamıyorum. Bu yıl 13 - 17 Eylül arasında konferans, 14 - 18 Eylül arası ise fuar var. Konferansın katılım ücreti epey yüksek, ama inanın, eğer bu alanda mühendis olarak çalışıyorsanız, konferans çok faydalı. Etkinliğin ardından kimi oturumların kayıtları internet üzerinden paylaşılıyor. Elbette, çevrenizi genişletmek, sektörde önemli isimlerle tanışmak gibi ek faydaları, video izleyerek yapamıyorsunuz. Gene de sektör nereye giriyor sorusunun yanıtını almış oluyorsunuz. Yıllar boyu öyle yaptım ben de.
Konferansın bu yıl ki programını bu bağlantıdan görüntüleyebilirsiniz. Brexit'in etkilerinden 5G'ye farklı konularda farklı oturumlar var. Beni en çok heyecanlandıran 15 Eylül tarihinde gün boyu sürecek 5G oturumları.
5G, hiç şüphesiz, tüm sektörleri ve iş yapış şekillerini değiştirecek. Yakın gelecekte karasal yayının sadece 5G üzerinden sunulmaya başlanacağını düşünüyorum. Belki FM bir süre daha hayatını sürdürür ama sayısal karasal televizyon, DVB-T2, artık olmayacak. Ülkemiz bu bakımdan büyük bir fırsata sahip.
İktisatta "fırsat penceresi" diye bir kavram var. Malum teknolojilerin gelişmesini ekonomiyi bir kenara koyarak anlayamayız. Bugün için 8K televizyonların örnekleri sergileniyor fuarlarda, ama 4K ekonomik ömrünü tamamlamadan 8K çıkmayacak piyasaya. Aynı mantıktan hareketle mevcut karasal sayısal televizyon (DTT) şebekesi yatırımı ekonomik ömrünü tamamlamadan Avrupa 5G ile yayını düşünmeyecek. Gerçi DTT'nin ekonomik ömrünün sonuna yaklaşılıyor. Gene de bu şebekeyi hiç kurmamış olan ülkemizin önünde büyük bir olanak var. 5G ile yayıncılığı ilk deneyen ve tüm dünyaya sunan biz olabiliriz.
Bu 5G ve yayıncılık konusunu çok daha derli toplu bir yazıda değerlendirmem gerekiyor. Kısmetse Ekim ayı gibi, IBC dönüşü, bunu yapacağım.
Bu uzun ve muhtemelen gereksiz paragraf sonrası gelelim yazının konusuna. Malum, Eylül ayı IBC ayı olarak anılıyor bizim sektörde. NAB Amerika'da, Broadcast Asia ise Singapur'da. Hem coğrafi yakınlık hem yayın standartlarının aynı oluşu, yayıncılık ile ilgilenenleri Amsterdam'da topluyor.
Bir türlü yazıya başlayamıyorum. Bu yıl 13 - 17 Eylül arasında konferans, 14 - 18 Eylül arası ise fuar var. Konferansın katılım ücreti epey yüksek, ama inanın, eğer bu alanda mühendis olarak çalışıyorsanız, konferans çok faydalı. Etkinliğin ardından kimi oturumların kayıtları internet üzerinden paylaşılıyor. Elbette, çevrenizi genişletmek, sektörde önemli isimlerle tanışmak gibi ek faydaları, video izleyerek yapamıyorsunuz. Gene de sektör nereye giriyor sorusunun yanıtını almış oluyorsunuz. Yıllar boyu öyle yaptım ben de.
Konferansın bu yıl ki programını bu bağlantıdan görüntüleyebilirsiniz. Brexit'in etkilerinden 5G'ye farklı konularda farklı oturumlar var. Beni en çok heyecanlandıran 15 Eylül tarihinde gün boyu sürecek 5G oturumları.
5G, hiç şüphesiz, tüm sektörleri ve iş yapış şekillerini değiştirecek. Yakın gelecekte karasal yayının sadece 5G üzerinden sunulmaya başlanacağını düşünüyorum. Belki FM bir süre daha hayatını sürdürür ama sayısal karasal televizyon, DVB-T2, artık olmayacak. Ülkemiz bu bakımdan büyük bir fırsata sahip.
İktisatta "fırsat penceresi" diye bir kavram var. Malum teknolojilerin gelişmesini ekonomiyi bir kenara koyarak anlayamayız. Bugün için 8K televizyonların örnekleri sergileniyor fuarlarda, ama 4K ekonomik ömrünü tamamlamadan 8K çıkmayacak piyasaya. Aynı mantıktan hareketle mevcut karasal sayısal televizyon (DTT) şebekesi yatırımı ekonomik ömrünü tamamlamadan Avrupa 5G ile yayını düşünmeyecek. Gerçi DTT'nin ekonomik ömrünün sonuna yaklaşılıyor. Gene de bu şebekeyi hiç kurmamış olan ülkemizin önünde büyük bir olanak var. 5G ile yayıncılığı ilk deneyen ve tüm dünyaya sunan biz olabiliriz.
Bu 5G ve yayıncılık konusunu çok daha derli toplu bir yazıda değerlendirmem gerekiyor. Kısmetse Ekim ayı gibi, IBC dönüşü, bunu yapacağım.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.