Ana içeriğe atla

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar. 

Küçükkuyu Güncellemesi - 2018

Blog yazarak hayatımı kazanmıyorum. Bugüne kadar blog yazarak elde ettiğim tek şey, Nedim Gürsel üstadın imzalı kitabı oldu. Kendisine ve vesile olan kıymetli Cüneyt Ayral'a bir kez daha teşekkürler...

Tamamen kendi keyfim için yaptığım bu blog yazma işinde, yazı güncellemek, hiç sevmediğim bir şey. Çünkü bu güncelleme öyle sanıldığı kadar kolay değil. Hele benim gibi her daldan her yerden yazan birisi için. Mesela, Küçükkuyu, 2010 yılından bu yana, düzenli sayılabilecek bir sıklıkla gittiğimiz bu şirin yerle ilgili yazdıklarımı güncellemek için bir sonraki yaz ayını beklemek gerekiyor. 

Bu uzun ve muhtemelen gereksiz girişin ardından gelelim konuya. Dediğim gibi 2010 yılından bu yana düzenli sayılabilecek bir sıklıkla gittiğimiz Küçükkuyu'nun zaman içerisindeki dönüşüm / gelişimine tanıklık ediyoruz. Bu yazıda mekan dönüşümlerinden ziyâde Küçükkuyu'nun dönüşümüne dair bir şeyler karalamaya çalışacağım.

Küçükkuyu, Assos ile Altınoluk arasında yer alıyor. Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı bir belediye. Komşusu Altınoluk, Balıkesir'in büyükşehir olmasının ardından Edremit Belediyesi'ne bağlı bir yer haline dönüştü. Eğer Edremit Kocaseyit Havaalanı'na uçak ile geldiyseniz, Altınoluk'taki vahşeti havadan görmüşsünüzdür. 10 günlük tatil için ev sahibi olması gerektiğine inanan binlerce vatandaşımızın "yazlık"larıyla doldurduğu, Altınoluk Köyü ile sahil arası, gerçekten ibretlik.
Küçükkuyu

Küçükkuyu'nun diğer komşusu Assos ise aslında Behram köyünün sahili. Felsefe ile ilgili olsun olmasın herkesin bildiği bir isim olan Aristo'ya ev sahipliği yapmış zamanında Assos. Benim bugüne kadar çözemediğim bir üne ve ilgiye mazhar olan, sağa 3 sola 5 adımlık sahile sahip Assos, İstanbul'da yaşayan Ege'de kafe açmalı hayali ile yaşayan bembeyaz yakalıların "sığınağı".

İşte birbirine zıt iki komşu arasında, hangisine "yakınsayacağına" karar veremeyen bir belde Küçükkuyu. Bir yanda Sole Mare Pastanesi ve Baykuş Bar gibi mekanlarla Assos derken, diğer yanda geleneksel emekli mekanları çay bahçeleriyle Altınoluk diyor. Evler ve fiyatları da aynı farklılıkta. Bir yanda Küçükkuyu Port ile Assos derken, diğer yanda Daşkın İnşaat'ın yaptığı binalarla Altınoluk'a göz kırpıyor.

Bu iki arada kalma durumu, son ziyaretimde, bir "üçüncü yol" çizgisine evrilmiş gibi geldi bana. Yol, Assos kadar "sosyetik ve bembeyaz yakalılara hitabeden" ile emekli cenneti arası bir yol. Bu yolun çizilmesinde iki dönemdir belediyeyi yöneten başkanın payı büyük. Kısıtlı bütçesine karşın, küçük dokunuşlarla büyük değişimlere imza atıyor başkan. 

Sahildeki yürüyüş yolunu Altınoluk tarafında doğru uzatması, buraya yaptığı basket potası, yukarı mahalledeki çocuk parkı, Erol Evgin açık hava tiyatrosu, sahildeki parklar.... Hepsi Küçükkuyu'da yaşayanları mutlu ediyor. 
Adatepe - Zeus Altarı

Son gelişme, bu sezon başlayan Küçükkuyu - Petra motoru. Birisinin, ki okuduğunu sanmam ama, dikkatini çekerim: Feribot değil motor :) Dentur Avrasya şirketince işletiliyor bu araç. Gidiş dönüş yetişkin 30, çocuk 15 AVRO. Firmanın ve Küçükkuyu'nun şansızlığı kurun buralara gelmiş olması, ancak bu hizmeti tek taraflı düşünmemek lazım. Ben Küçükkuyu esnafı olsam, ilk motor ile karşıya geçip, bir stand kurup Küçükkuyu'daki fiyatları AVRO cinsinden yayınlardım. Ayrıca Küçükkuyu - Assos ve Küçükkuyu - Adatepe / Yeşilyurt köylerinin de reklamını-tanıtımını yapardım. Kıymetli esnaflar, Midilli, ya da uluslararası adıyla LESVOS adası, Ege Denizi'nin sayılı büyük adalarından. Havaalanı da var adada ve sizlerin potansiyel müşterileri sadece adada yaşayan Yunan vatandaşları değil. Adayı ziyarete gelen turistler için de Küçükkuyu bir cazibe merkezi. 

Yazıyı bitirmeden ekleyeyim yeni mekanlarımı:

1. Etçi Kasabı: Adı çok yaratıcı değil kabul ediyorum. Etleri ve hizmeti on numara beş yıldız. Assos yönüne giderken, Küçükkuyu merkez ışıkları geçtikten azz sonra yolun sağ tarafında. 

2. Yengeç Lokantası: Lokantayı ben ekledim aslında. Mekanın adı YENGEÇ. Sadece lokanta da değil aslına bakarsanız. Dört odalık butik otel de var mekanda. Bu arada bu dört odalık butik otelin adı nedersiniz? Evet, bildiniz 4 Room. Sahibi ile bir denk getirsek söyleşeceğiz ama bugüne kadar beceremedik. İnşallah bu sezon yaparız. Mezeleri ve balıkları harika. Fena olmayan bir kavları var. Ayrıca arpa suyu imalatı içecek için de seçenek sunuyorlar. Anasonlu için de seçenekler mevcut. Küçükkuyu'nun bence en keyifli mekanı. Elbette yemek ile su dışında bir içecek tüketenlerdenseniz. 

3. Bebeğim: Yengeç'in hemen karşısında, Efe kahvesinin yanında bir arabada, seyyar gibi görünen sabit ve salaş mekanın adı. 10 senedir gittiğim Küçükkuyu'da 10 senedir varlar. Muhtemelen mazileri daha eskiye dayanıyor. Ekmek arası balık, kalamar gibi şeyler için en ideal mekan. Ucuz ve taze, ayrıca lezzetli.

4. ALP Balıkçılık: Alp için ayrı yazı, hatta yazılar yazılsa yeridir. Sahibi ve çalışanları ayrı ayrı kıymetli insanlar. Küçükkuyu'da alkollü ve alkolsüz iki lokantası ve ayrıca oteli var. Balıkçısından seçtiğiniz balığı pişirtebiliyorsunuz, evinizi / kaldığınız yer yakınlardaysa. Mezeleri de güzel, ama en önemlisi çok düzgün bir işletme anlayışına sahipler. Aslına bakarsanız bu "düzgün esnaflık" ALP'e özel bir durum değil. Küçükkuyu'da, benim tanıştığım, tüm esnaflar için aynı şeyi söyleyebilirim. Sanki düzgün insanlar beldesi olmuş Küçükkuyu. Belki Belediye'nin kontrolleri bunu sağlamıştır. 

5. Fasülyem GURU: Mekanın ismindeki ince mizahı farkettiğinizi umarak Murat Şef'in bu yıl açtığı bu vegan lokantasından bahsetmeden olmaz. Murat Şef, Ankara - İstanbul ve Bodrum'un ardından demiri Küçükkuyu'ya atmış ve geçen yıllarda çok sevdiğim Sole Mare Pastanesi'nin yerini kiralamış. Fasülyeyi döküm tencerede 3 saatte pişiriyor. Fiyatları vegan lokantası ve kaliteli malzemeleri, bir de son zamları düşününce yüksek değil. Ancak, belde Küçükkuyu. Assos veya Türkbükü'nde olsa ucuz bile denebilir, ama Küçükkuyu'da ne kadar tutar göreceğiz.

6. Şeri'nin Meyhanesi: Bu kadar küçük bir sokak bu kadar güzel hale getirilebilir mi? Rakı şişesinde yaşayan balıktan tavşana, kedi-köpekten kaplumbağaya farklı türde hayvanlara ev sahipliği de yapan, oldukça lezzetli mezelerle istediğiniz içeceği sunan, gündüzleri kafe, akşamları meyhane olarak gidilebilecek bir yer. Yol tarifi verecektim ama sonra düşündüm ki Sahildeki heykeli bulunca sorun Türkan Saylan Sokağını, işte karşınızda Şeri'nin Meyhanesi. Bu arada tarifi de vermiş oldum :)

Aklıma gelenler şimdilik bunlar. Kapanan iki yeri de yazayım, o yazılara da bu kapanma bilgisini ekleyeyim. Birisi Baykuş Bar, diğeri ise Sole Mare. Özellikle Sole Mare'nin sahipleriyle bir yeni söyleşi yapmam lazım. Nedenini söyleşiyi okuduğunuzda anlayacaksınız. Şimdilik sürpriz olsun. Bir de belki Küçükkuyu'nun bu hale gelmesinde büyük emeği olan Belediye Başkanı, vakit ayırırsa, söyleşi konuğu yapmak isterim. Buradan duyurmuş olayım. 

Yorumlar

Son haftanın en çok okunan 10 yazısı

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Hüküm Gecesi / Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Seneler önce okuduğum Yaban'ı saymazsam Yakup Kadri Karaosmanoğlu'ndan okuduğum ikinci roman oldu Hüküm Gecesi. 1926'da yazılmaya başlanılan eser, 1927'de yayınlanmış. Roman Osmanlı'nın son dönemine tanıklık eden Ahmet Kerim adlı kurgu karakterin gözünden anlatılıyor. İttihat ve Terakki'nin kabinenin içinde yer almadığı hükümet, sopalı seçim, Hürriyet ve İtilâf'ın kurduğu hükümet, Trablusgarp bozgunu, Uşi Anlaşması, Balkan bozgunu, Bab-ı Ali baskını... Anlatılsa roman olur denilen bir dönem, Hüküm Gecesi'nin tarihsel arka planı.  Romanın başkahramanı Ahmet Kerim'in Yakup Kadri'ye benzerliği dikkat çekici. Öyle ki romanın bir yerinde Ahmet Kerim İstanbul'un Sodome ve Gomore'yi andırdığını söylüyor, ki hepimiz Y. Kadri'nin aynı adlı romanını hatırlıyor. Y. Kadri'nin yaşam öyküsüne baktığımda o tarihlerde, tıpkı Ahmet Kerim gibi, gazetelerde çalıştığını okudum. Kurgu karakterler dışında Ali Kemal, Süleyman Nazif, Rıza Tevfik, Ahmet ...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar. 

Dorian Gray'in Portresi / Oscar Wilde

Remzi Kitabevi'nin Ağustos 1968 tarihli ikinci baskısından okudum bu klasik romanı. Dilimize Ferhunde ve Orhan Şaik Gökyay çevirmiş. Günümüzde yapılan çeviriler daha özenli oluyor. Bu baskıda, romanda Fransızca olarak geçen kimi bölümlerin çevirisi yapılmamış. Oysa dip not şeklinde bu ifadelerin Türkçesi verilmeliydi. Dizgiye dair de sorunlar var. Sanırım yeni tarihli baskılarda bu sorunlar giderilmiştir.  Alt metinlerle, göndermelerle dolu bir roman Dorian Gray'in Portresi. Bunları bilmeden, fark etmeden de okunabilir elbette. Yayınlandığı dönem tartışmalara sebep olmuş, kimi bölümleri sansürlenmiş. Yakın tarihli baskıları, "sansürsüz" ibaresiyle okuyucuya sunulmuş.

değişiklik

Sabah uyandığımda bugünün de diğerleri gibi geçeceğini düşünmüştüm. Aynı şeyleri yapıp, aynı saatte aynı yoldan döneceğimi eve. Oysa bu gördüğünüz geçidi kullanıyorum bu kez.  Aslında bir kaç sokak değişikliği tek yaptığım. Kim bilir hangi zamanda yapılmış bu saray kompleksinin kenarındaki yapıya düşürdüm yolumu.  Küçük değişiklikler yapmak gerek hayatta. Bazen öğlen yemeği için tercih ettiğiniz mekânı, bazen kalvaltıda yediğiniz zeytini, bazen ise ev - iş - okul arasındaki sokağı.     

Psikopati / Saul Black

Polisiye romanların klişeleriyle dolu, Hollywood filmlerinden aşina olduğumuz "kahretsin", "aman tanrım", "kahrolası" kalıplarının bolca kullanıldığı çevirisiyle mısır patlağı tadı veren bir kitap Psikopati. Saul Black'ten okuduğum ilk ve büyük olasılıkla son eser. Vaktinizi daha iyi eserleri okumak için kullanmanızı öneririm. 

Rangers - Fenerbahçe maçı devre arası yorumlarım

Blogumda futbola dair yazı sayısı fazla değil. Böylesini ise ilk kez deniyorum. Saat itibariyle 14 Mart 2025'e girdiğimiz bu dakikalarda, İstanbul'da 3-1 kaybettiği maçın rövanşında en az iki farklı galibiyet arayan Fenerbahçe'nin ilk yarısını 1-0 önde bitirdiği maçın devre arasına dair görüşlerimi kayda geçiriyorum. İlk yarıyı tek cümle ile özetlemem gerekirse, iyi oynamasak da golü bulduk, derdim. Rangers'ın oyunun kontrolünü elinde tuttuğu, arada kalemizde tehlikeli pozisyonlara girdiği, bizimse bir türlü organize ataklar geliştiremediğimiz bir ilk yarı izledik.  İkinci yarıda, uzatmalara gitmek için iki farklı galibiyet şart. Başka bir ifade ile, gol yemeden en az bir gol daha bulmalıyız. Talisca ve El Nesri gibi her an skora katkı yapabilecek oyuncuların olduğu Fenerbahçe, bunu başaracaktır.  Maç sonu yorumlarımı da sıcağı sıcağına kaydedeceğim.