Dalgaların sesini dinlemeyi seviyorum. Huzur veriyor. Kimi arkadaşlarım denize girip, suların içinde oynuyor. Bense denizi seyretmeyi, dalgaları dinlemeyi tercih ediyorum. Havalar soğumaya başladı. Kalabalık azaldı. Çocuk parkında yaramazların cıvıltıları yok artık. Salıncağın gölgesinde pinekleyen bir kaç arkadaş var parkta canlı namına. Sabah, daha güneş doğmadan gelip oltasını sandalyeye sabitleyen adam da olmasa, sahile de gelen yok. Kasabanın bu halini seviyorum. Tüm kasabanın tek sahibi bizmişiz gibi geliyor. Yemek bulduğumuz sürece değmeyin keyfimize. Adam bugün balık tutabilecek mi acaba?
Barselona - Sagrada Familia |
Başlık anlamsız geldiyse kusura bakmayın. Genelde Manisa'dan Malatya'ya geçilir, askerliğin sonuna doğru yaklaşılırken. Başlık da saymayla ilgili. Toplam süreyi bilmediğimiz için kalanların yerine geçenlerini sayıyoruz ömrümüzün.
Michael Foley ismini daha önce duymadıysanız büyük bir kayıp. Bu yazıyı okuduktan sonra, hatta daha okurken, Saçmalıklar Çağı adlı kitabını okuyun. Yıllar önce okuduğum bu önemli eseri yeniden gözden geçirirken, bir kaç alıntı yapmak istedim:
Kapitalizmin en başarılı güven numaralarından biri herkesin milyoner olabileceği yanılsamasını yayabilmesidir. Oysa zirvede sadece birkaç kişiye yer vardır ve zirvede yer alabilecek beceriye çok az kişi sahiptir. s.11
Ama "karakter" sözcüğünün eski moda bir tınısı var. Hak görme çağı, sorumluluk gerektiren karakterin değil, hak talep eden kimliğin peşindedir. Kimlik parada, statüde veya şöhrette aranabilir ama bulunabileceği en kolay yer grup aidiyetidir ve grup, hele adaletsizlikten mustariplik iddiası sunabiliyorsa, iyice çekicidir. Bu durumda grubun üyeleri kurban konumunda olabilir ve başkalarını suçlama lüksünü yaşayabilirler.s.96
Potansiyel kesintilerle dolu bir şebekenin göbeğinde sürekli bulunmak, kriz yönetiminin getirdiği heyecan ve önemlilik hissini sağlamaktadır. Sahte "birden fazla iş yapıyor hissi" kadar, sahte "birden fazla kesintiyi idare etme telaşı" hissi de söz konusudur.s.107
Kronik aldırmazlığın yanında bir de kendinde hak görme çağının kaçınılmaz sonuçlarından kronik genel nankörlük söz konusu. Her şey hak ediliyorsa şükretmeye gerek yoktur. Oysa şükretmek, müteşekkir kalmak, olumlama ve aşkınlığın temelidir. s.162
Bence de saçmalıklar çağında yaşıyoruz. Her daim mutlu olma gerekliliği, hep meşgul ve bir yerlere koşturma telaşı, bir şeyleri kaçırıyor olma duygusunun huzursuzluğu, kendini başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçememe...
ve bu arada ilerleyen kentler...
Malatya'dan Manisa'ya giderken....
Bir sonraki durak Kahramanmaraş.
Son durağı ise bilen yok....
Güzel yazı. Bahsettigin kitabı okuyacağım
YanıtlaSilÇok iyi bir kitap. Yazıda internette herkesin erişebileceği bir kopyasının bağlantısı var.
YanıtlaSil