Remzi Kitabevi'nin Ağustos 1968 tarihli ikinci baskısından okudum bu klasik romanı. Dilimize Ferhunde ve Orhan Şaik Gökyay çevirmiş. Günümüzde yapılan çeviriler daha özenli oluyor. Bu baskıda, romanda Fransızca olarak geçen kimi bölümlerin çevirisi yapılmamış. Oysa dip not şeklinde bu ifadelerin Türkçesi verilmeliydi. Dizgiye dair de sorunlar var. Sanırım yeni tarihli baskılarda bu sorunlar giderilmiştir. Alt metinlerle, göndermelerle dolu bir roman Dorian Gray'in Portresi. Bunları bilmeden, fark etmeden de okunabilir elbette. Yayınlandığı dönem tartışmalara sebep olmuş, kimi bölümleri sansürlenmiş. Yakın tarihli baskıları, "sansürsüz" ibaresiyle okuyucuya sunulmuş.
Barselona - Sagrada Familia |
Başlık anlamsız geldiyse kusura bakmayın. Genelde Manisa'dan Malatya'ya geçilir, askerliğin sonuna doğru yaklaşılırken. Başlık da saymayla ilgili. Toplam süreyi bilmediğimiz için kalanların yerine geçenlerini sayıyoruz ömrümüzün.
Michael Foley ismini daha önce duymadıysanız büyük bir kayıp. Bu yazıyı okuduktan sonra, hatta daha okurken, Saçmalıklar Çağı adlı kitabını okuyun. Yıllar önce okuduğum bu önemli eseri yeniden gözden geçirirken, bir kaç alıntı yapmak istedim:
Kapitalizmin en başarılı güven numaralarından biri herkesin milyoner olabileceği yanılsamasını yayabilmesidir. Oysa zirvede sadece birkaç kişiye yer vardır ve zirvede yer alabilecek beceriye çok az kişi sahiptir. s.11
Ama "karakter" sözcüğünün eski moda bir tınısı var. Hak görme çağı, sorumluluk gerektiren karakterin değil, hak talep eden kimliğin peşindedir. Kimlik parada, statüde veya şöhrette aranabilir ama bulunabileceği en kolay yer grup aidiyetidir ve grup, hele adaletsizlikten mustariplik iddiası sunabiliyorsa, iyice çekicidir. Bu durumda grubun üyeleri kurban konumunda olabilir ve başkalarını suçlama lüksünü yaşayabilirler.s.96
Potansiyel kesintilerle dolu bir şebekenin göbeğinde sürekli bulunmak, kriz yönetiminin getirdiği heyecan ve önemlilik hissini sağlamaktadır. Sahte "birden fazla iş yapıyor hissi" kadar, sahte "birden fazla kesintiyi idare etme telaşı" hissi de söz konusudur.s.107
Kronik aldırmazlığın yanında bir de kendinde hak görme çağının kaçınılmaz sonuçlarından kronik genel nankörlük söz konusu. Her şey hak ediliyorsa şükretmeye gerek yoktur. Oysa şükretmek, müteşekkir kalmak, olumlama ve aşkınlığın temelidir. s.162
Bence de saçmalıklar çağında yaşıyoruz. Her daim mutlu olma gerekliliği, hep meşgul ve bir yerlere koşturma telaşı, bir şeyleri kaçırıyor olma duygusunun huzursuzluğu, kendini başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçememe...
ve bu arada ilerleyen kentler...
Malatya'dan Manisa'ya giderken....
Bir sonraki durak Kahramanmaraş.
Son durağı ise bilen yok....
Güzel yazı. Bahsettigin kitabı okuyacağım
YanıtlaSilÇok iyi bir kitap. Yazıda internette herkesin erişebileceği bir kopyasının bağlantısı var.
YanıtlaSil