Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
hayat hep düz bir yol değil |
2013 yılında Havariler adlı anı kitabını okumuştum Gün Zileli'nin. 1972 - 1983 yılları arasını anlattığı bu kitabına dair yazdıklarıma dönüp baktım. O günlerde epey garipsediğim, özel hayatlara dair yazdıklarını hatırladığım bir kez daha.
Kentlerde (2000-2013) adlı kitap ise Zileli'nin hayat öyküsünü anlattığı serinin şimdilik son halkası. Kitabın adından da anlayabileceğiniz gibi, Zileli, 2000 - 2013 yılları arası anlatmış bu kez.
Anıları yazmak gerek. Hele topluma yön veren, ailesinden olmayanların da tanıdığı kişilerden biriyseniz, yazılı anı bırakmak önemli.
Ancak bunu yaparken özel hayatları ifşa etme yanlışından sakınmalı insan. Gün Zileli, anı yazmak ile özel hayatın ifşasını fena halde karıştırmış. Belki çok yakınlarına anlatabilirsin, hayatının her önemli gördüğün anına ilişkin hissettiklerini. Ancak bunu kitaplaştırıp kamuyla paylaşmak, çok sakıncalı bir iş. Kentlerde kitabının sonunda bir isim dizini var. Yolu Zileli ile kesişenlerin, kitabı aldıklarında ilk yapması gereken bu isim dizinine bakmak olmalı. Hangi sayfalarda adlarının geçtiğine bakıp, o sayfaları öncelikle okumak isteyeceklerine eminim.
Zileli'nin kitabında beğendiğim tek şey, kendisiyle ilgili tespitlerindeki gerçekçiliği. Acımasızlığı yazacaktım, sonradan gerçekçilik daha doğru geldi. Doğu Perinçek'in lideri olduğu 80 öncesi örgütün iki numaralığından, anarşizmi savunan birisine dönüşen siyasi tavrı değil "tespit" diyerek bahsettiğim. Daha ziyade, insan ilişkilerindeki tutumu konusundaki tespitleri. Kitabı okursanız ne demek istediğimi anlayacaksınız.
İletişim Yayınları, kitabı yayınlamadan önce, kitapta adı geçen, hatta sadece adı değil, neredeyse tüm seceresi gözler önüne serilen kişilerle iletişime geçmeyi düşünüp düşünmediği merak ettim.
Hayatım bugüne dek Gün Zileli ile kesişmedi. Umarım bundan sonra da kesişmez. Bir sonraki anı kitabında "Ankara'lı bir blog yazarı Kentlerde kitabımla ilgili epey ağır yazmış. Sonradan tanışıp arkadaş olduk. Aslında bu kişi..." ile başlayan cümleler okumak istemiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.