Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), üç ayda bir sektörün pazar verilerini açıklıyor. BTK'nın web sayfasından erişebileceğiniz söz konusu raporlarda yayıncılık dünyasına dair de veriler bulunuyor. Haziran 2016 tarihli son rapor, 2016 yılının ilk çeyrek verilerini içermesi bakımından önemli. Malum, 2016 yılının ikinci çeyreğinin başlaması ile birlikte 4,5 G mobil şebeke kullanıma açıldı. Raporun giriş bölümünde 4,5G'nin kullanımına dair ilk sayılar paylaşılmış. Bu konu üzerine ayrıca bir yazı hazırlamayı akılda tutarak gelelim başlığımıza: Türkiye'de Haziran 2016 itibariyle PayTV pazar payına.
Öncelikle tanımdan bahsedeyim, nedir bu PayTV? İngilizce okunuşu ile peytivi, abonelik ile izlenilen televizyon anlamına geliyor. Bu bağlamda kablo TV, IPTV ve uydu platformları PayTV kapsamında değerlendiriliyor. AppleTV, Netflix gibi OTT platformları ise Subscription Based Video on Demand (SVOD) olarak adlandırılıyorlar. Gönül bu SVOD hizmetlerinin abone sayılarını da paylaşabilmeyi istese de ne yazık ki bu bilgilere sahip değilim.
Gelelim sayılara. Bir kez daha hatırlatayım, grafikleri oluşturan sayılar BTK'nın Haziran 2016 Pazar Verisi raporundan. Ülkemizde 20 Milyon hane olduğunu varsayarak hareket ettim, PayTV'nin toplamdaki payını hesaplarken.
FTA: Free to Air / Ücret ödemeden izlenilen televizyon |
Yukarıdaki grafikte toplam hane sayısını 20 milyon olarak varsaydım. Ülkemizin hane sayısı için doğru bir tahmin olduğunu düşünüyorum. PayTV hizmetlerinin toplam abone sayısı 5 milyon 720 bin civarında. Bu durumda kalan 14 milyon civarındaki hane ücretsiz TV yayını seyrediyor. Bu arada, aynı hanenin birden fazla PayTV hizmetine abone olabileceği gerçeğinin dikkate alınmadığını da belirteyim.
Aşağıdaki grafikte ise bu 6 milyona yakın aboneliğin dağılımı göstermeye çalıştım. Dediğim gibi, kablo TV - IPTV - Uydu olarak payları inceledim. Şirket bazında bilgiler de var raporda.
Kablonun yıllardır değişmeyen bir abone sayısı var. Bu duruma şaşmamak gerek aslında, çünkü kablo TV bir çok ilde şebekeye sahip değil. Birçok ili geçtim, büyük kentlerin bir çok mahallesinde bile kablo TV şebekesi bulunmuyor. IPTV ise emekleme aşamasında halen. Bu noktada OTT hizmetlerinin yaygınlaşıyor olmasını gözden kaçırmamak gerekli. İlk grafikte görüldüğü üzere toplamda %30'luk bir pastanın bölüşümü bu yukarıdaki grafik. Oyuncuların ilk amacının pastanın %30'luk dilimini arttıracak hamleler yapması gerektiği aşikar. Yazıyı tamamlamadan son not ise PayTV pazarının en büyük oyuncusu Digitürk'ün BeIN grubuna satışının gerçekleştiği bilgisi. Sektöre etkileri ne olacak, zaman içerisinde göreceğiz.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.