Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Staj ile başlayıp intern mühendis teklifi ile süren dizinin bugünkü bölümü meslek içi eğitimlerin merkezi konumundaki Odalar.
Hep söylerler "mühendislik fakülteleri size mühendis bakış açısını kazandırır, mühendisliği ise iş hayatında öğrenebilirsiniz" diye. İlk duyduğumda inandırıcı gelmemişti bu söz. Dört yıl boşuna mı okuyorduk? Meslek hayatımda arkamda kalan 20 yıl, sözün doğruluğunu defalarca kanıtladı. Peki madem iş hayatında öğreniliyor bu meslek, o zaman Odaların bu süreçte rolü ne?
Öncelikle bir iki noktayı açıklamak gerekiyor. Meslek odaları kamu kurumu niteliğinde Anayasal kuruluşlardır. Gelirleri ve giderleri üyelerinin denetimine açıktır. İki yılda bir şubeler, merkezler ve birlik seçimleriyle yönetim kadroları üye ve delegelerin katılımı ve oylamaları ile belirlenir. Gelirleri sınırlı olduğundan profesyonel kadroları da (maaşlı çalışan personelleri) sınırlıdır.
Meslek odaları, meslek içi eğitimlerin merkezi konumunda olmalıdır. Büyük bir mutlulukla söylemeliyim ki Elektrik Mühendisleri Odası, özellikle son 10 yılda, bu konumunu giderek güçlendirmektedir. Gerek ücretsiz seminerleri, gerek katılımcılarına belge de verilen ücretli ve sonunda sınavlı kursları gerekse firma tanıtımları ve fuar katılımları organizasyonları ile üzerine düşeni yapmaya çaba göstermektedir. Bu konu yapılabilecek daha fazla şey yok mudur? Yanıtı net: Elbette.
Bu noktada sorumluluk meslektaşlara, yani bizlere düşmektedir. .... Odası benim için ne yapıyor? sorusu son derece anlamsızdır. Odalar, Odayla ilgilenen üyeleri kadar güçlü ve üretken olabilir. Üye Oda ilişkisinde düzeltilmesi gereken yüzlerce madde sayılabilir. Şikayetçi olduklarımızı ise gene bizler, yani üyeler düzeltebilir.
Meslek odaları siyasi parti, sendika veya dernek değildir. Ülkemizde insanların üyesi olduğu sivil toplum kuruluşu sayısı sınırlı olduğundan üyesi bulunduğu bir örgütün tüm sorunlarına / ihtiyaçlarına yanıt vermesi istenmektedir. Bu nedenle Oda asıl yapması gerekenlerin yanı sıra, üyelerinin zorlaması ile başka örgütlenmelerle çözülmesi gereke dertleri gündemine almaktadır. Aslında benzer kafa karışıklığı sendika ve derneklerde de görülmektedir.
Sonuç olarak, mühendis, tıpkı hekim gibi, mesleğindeki güncel gelişmeleri yakından takip etmek zorundadır. Meslek odaları bu konuda ilk başvuru noktasıdır.
Konuyla ilgili 3 bölümlük yazıları okudum.. Derli toplu, öğrenci- mühendis- üniversite- oda ilişkileri konusunda gerçekleri dillendiren bir yazı olmuş. Bahsedilen eksiklik, sıkıntı, gözlemleri; ben de okul.. intern.. meslek .. oda hayatımda 42 yıl boyunca gözlemledim.
YanıtlaSilUmarım E.M.O. Kitap bölümünün yeni girişimi olan; üyelerin meslek ve iş tecrübelerinin kitap haline getirilmesi projesinde biraz daha ayrıntı ve somut önerilerde ilâve edilerek güzel bir kitap konusu olur.
selâmlarımla..