Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Yakın tarihi anlamaya, öğrenmeye çalışmaya devam ediyorum. Okudukça şaşırıyorum. Kazım Karabekir, öğrenmeye çalıştığım dönemin sıradışı karakterlerinden birisi. Harp okulunu ve akademisini birincilikle bitiren, Mustafa Kemal'in şark orduları komutanı, ardından Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurucu başkanı ve 1926'da İzmir Suikasti davasının sanığı. Karabekir'in yayınlanmış anılarından İttihat ve Terakki Cemiyeti adını taşıyanı okumuştum. Oradan öğrendiğime göre Enver Paşa ile birlikte, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin teşkilatlanmasını planlayan ve uygulayanların başında geliyor. 1926 - 1938 yılları arasını Erenköy'deki köşkünde inzivaya çekilerek geçirmek zorunda bırakılıyor. Bu dönemde, Mustafa Kemal ile gazeteler üzerinden tartışmaları sürüyor.
Cumhuriyetin kuruluşu, saltanatın ve ardından halifeliğin kaldırılması, devrimler... Mustafa Kemal ile Karabekir arasında yöntem ve zamanlama farkı var gibi görünüyor. Mumcu'nun yorumuna göre Mustafa Kemal "devrimci"yken, Karabekir "evrimci". Sonuçta aynı denize akacak iki nehir gibiler.
Mumcu'nun derlediği kitap, Karabekir'in anılarından, dönemin gazete yazılarından ve Nutuk'tan alıntılarla oluşturulmuş. Aynı olayları farklı karakterler nasıl anlatmış sorusunun yanıtı için, eşsiz bir kaynak. Mumcu'nun araştırmacı gazeteciliğinin verdiği sorgulayıcı dil, kitaba ayrı bir boyut katmış. Karabekir'in Nutuk'ta yazılanlara dair itirazları çok ilgi çekici. Özellikle Mustafa Kemal'in Anadolu'ya geçmeden önce İstanbul'dayken uğraşları, pek bizlere öğretilmeyenler arasında yer alıyor. Son padişah Vahdettin veliahtken kendisine Almanya gezisinde eşlik etmesi gibi, Samsun'a çıkışı öncesinde yaşadıklarıyla da pek ilgilenmemiş cumhuriyet döneminin tarihini yazanlar.
Um:AG yayınlarınca yeni baskıları yapılan eser, ilk olarak Tekin yayınları tarafından bizlere ulaştırılmış.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.