Remzi Kitabevi'nin Ağustos 1968 tarihli ikinci baskısından okudum bu klasik romanı. Dilimize Ferhunde ve Orhan Şaik Gökyay çevirmiş. Günümüzde yapılan çeviriler daha özenli oluyor. Bu baskıda, romanda Fransızca olarak geçen kimi bölümlerin çevirisi yapılmamış. Oysa dip not şeklinde bu ifadelerin Türkçesi verilmeliydi. Dizgiye dair de sorunlar var. Sanırım yeni tarihli baskılarda bu sorunlar giderilmiştir. Alt metinlerle, göndermelerle dolu bir roman Dorian Gray'in Portresi. Bunları bilmeden, fark etmeden de okunabilir elbette. Yayınlandığı dönem tartışmalara sebep olmuş, kimi bölümleri sansürlenmiş. Yakın tarihli baskıları, "sansürsüz" ibaresiyle okuyucuya sunulmuş.
Yatağın başında kimi 100. kimi 150. sayfaya kadar okunup arasına sıkıştırılmış kağıt parçaları ile üst üste duran kitaplar var. Dolapta okunmayı bekleyen onlarcasını da hesaba katarsam, bir yıl boyunca, haftada bir kitap bitirirsem anca tükenecek bir dağ oluşturuyor. Bu dağ da rahatsız etmedi beni.
Dün akşama kadar.
İşyerinde masam hep dağınıktır. Ne kadar toplamaya çalışsam da bir kaç gün sürüyor eski dağınık hale gelmesi. Her sabah, odamın kapısını açtığımda, karmaşık görüntü rahatsız etmedi beni.
Bu sabaha kadar.
Evde eşimin ve çocukları söyledikleri şeyler oluyor. Kimisi birisini aramamı ister, kimi bir konuyu araştırmamı. Neredeyse her akşam isteklerin bir bölümünü unutmuş halde dönerim eve. Bugüne kadar onları üzüp, kızdırdıysam bile beni hiç etkilemedi bu genişliğim.
Bugüne kadar.
Dün, öğleden sonra gelen bir mesaj, 25 yıl önce tanıştığım, üniversiteden dönem arkadaşımın vefat ettiğini bildirdi.
Kalp krizinden vefat etmiş kıymetli arkadaşım.
Her ölüm, bana kendi ölümümü anımsatıyor.
Ölenden çok kalanlar düşündürüyor.
Ölen, inancına göre bir yolculuğa çıkıyor. Ölümden sonrasına dair bildiğimiz yok aslında. İnandıklarımız var.
Ancak, kalanlar ya da gene yalan dünya işleri...
Klasik olacak belki ancak,
Geçen gün ömürden,
Zaman geriye doğru işlemiyor.
Doğa, her bahar ölüp her bahar diriliyor, insan ise bu yalan dünyada bir kez yaşıyor, bildiğimize göre.
Dengeyi şaşırmayalım, denge, bizim eskilerin ifadesiyle "garer".
Allah ölenlere rahmet, geride kalanlara sabır ihsan eylesin.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.