Dalgaların sesini dinlemeyi seviyorum. Huzur veriyor. Kimi arkadaşlarım denize girip, suların içinde oynuyor. Bense denizi seyretmeyi, dalgaları dinlemeyi tercih ediyorum. Havalar soğumaya başladı. Kalabalık azaldı. Çocuk parkında yaramazların cıvıltıları yok artık. Salıncağın gölgesinde pinekleyen bir kaç arkadaş var parkta canlı namına. Sabah, daha güneş doğmadan gelip oltasını sandalyeye sabitleyen adam da olmasa, sahile de gelen yok. Kasabanın bu halini seviyorum. Tüm kasabanın tek sahibi bizmişiz gibi geliyor. Yemek bulduğumuz sürece değmeyin keyfimize. Adam bugün balık tutabilecek mi acaba?
Bu blogun okuyucularının bir bölümü, blogun içeriğinden şikayetçi. Ev yapımı çikolata tarifinin üzerinde Kaan Arslanoğlu'nun son kitabı üzerine bir yazıyı, hemen sonrasında ise sayısal karasal televizyonun sıkıştırma formatı olarak HEVC'nin seçildiğinden bahseden bir yazıyı görmek istemediklerini belirtiyorlar bu kıymetli okurlar. Onları üzecek bir haberim var: ne yazık ki bu "karmaşa" daha da artacak bir süreliğine.
Yazının başlığındaki isim, Jacques Vergès nev-i şahsına münhasır bir kişi. "Kopuş savunması" olarak adlandırılan bir savunma stratejisinin literatüre girmesini sağlamış. Vergès'in savunma stratejisi üzerine yazılmış ve dilimize de kazandırılan kitaplar bulunuyor. Şimdi Vergès de nereden çıktı diyorsanız, ne yazık ki bunu açıklamam olanaklı değil.
Vergès'in stratejisini inceleyen kitapları sipariş ettim bile. İlerleyen günlerde bu eserleri değerlendiren yazılar göreceksiniz. Bence siz de okuyun Vergès'i. Genel kültür olur hiç işiniz düşmese de.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.