Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
İstanbul, 2015 |
Kıymetli bir okuyucum, Recai Bey, geçtiğimiz günlerde iPhone SE üzerine yazdığım notun altına yorum paylaşmış. Bu vesileyle hem kendisine bir yazı ile teşekkür etmiş olayım, hem de belki yeni telefon seçerken bir kaç öneride bulunayım istedim.
Herşeyden önce belirtmeliyim ki ben "telefoncu" diye bilinen, her yeni modelin kaç piksel ön kamerası olduğunu, ekranın çözünürlüğünün ne olduğunu kataloglara bakmayan söyleyebilenlerden değilim. Hatta kimi kısaltmaların anlamını da bilmem. Çok merak edince açıp okuyup yorumlayabilecek teknik bilgime güveniyorum.
Lafı her zamanki gibi fazla uzattım. Kısaca söylemek istediğim aşağıda okuyacaklarınız, süreci uzaktan takip eden birisinin genel değerlendirmeleri olarak kabul etmeniz.
Öncelikli olarak satın almayı planladığınız telefonun kamerasının kaç piksel olduğundan ziyade, 4.5 G olarak adlandırılan teknolojiyi destekliyor mu onu sorgulamak gerekiyor. 4.5 G de ne diyorsanız buradaki yazımı okuyabilirsiniz.
Ardından "akıllı" telefonunuz bilgisayarlarınız gibi "işletim sistemi"ne sahip olduğunu hatırlamanız gerekiyor. Günümüzde üç farklı işletim sistemli cep telefonu var. Bunlardan iki tanesi öne çıkmış durumda: iOS ve Android. Microsoft'un çıkardığı Windows Phone işletim sisteminin geleceğinin ne olacağı çok belli değil. Microsoft'un Android işletim sistemli cep telefonu modelleri çıkartacağı söyleniyor. Bu söylentiden gerçeğe de dönüşmüş olabilir, ya da Microsoft herkesi şaşırtıp kendi işletim sistemine yeni yatırımlar yapabilir. Ancak bugün için Android ve iOS önde görünüyor. İşletim sistemi, telefonunuzda kullanabileceğiniz uygulamalarla ilgili. Günümüzde popüler uygulamaların neredeyse tamamı Android ve iOS için mevcut. Aynı şeyi Windows telefonlar için söylemek zor. İşin doğrusu, bu durum, benim gibi telefonunda WhatsApp, Skype ve Harita dışında uygulama olmayanlar birisi için dert değil.
Bir mühendis olarak, mevcut sorunlara yaklaşımım belli bir sistematik izliyor. Öncelikle ihtiyaçları bir kenara yazıyorum. Ardından mevcut soruna / ihtiyaç listesine uyumlu çözümlere ve varsa kısıtlara bakıyorum. Sonuçta ihtiyaca ve kısıtlara göre bir tercihte bulunuyorum. Son dönemde en ciddi kısıtım maddi olanaklar olunca, karar vermem kolay oluyor :)
Son olarak yeni telefon alacaklara da önereceğim aynı. İhtiyaçlarınızı listeleyin. Mobil internet bir zorunluluk değil aslında. Sosyal medyaya akşama kadar bakmazsanız dünyanın sonu gelmez. Hatta aslında cep telefonunuz olmadan da yaşadınız son yirmi yıla kadar.
İhtiyaçları yazdıktan sonra, basit bir tablo yapın. Sizin için en önemli özellikleri başa yazın ve bütçenize uygun modelleri sıralayın.
Umarım bu pek işe yaramaz yazı, sizin işinize yarar :)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.